17. Yüzyıl Islahatları

17. Yüzyıl Islahatları

1- II. OSMAN(GENÇ OSMAN) DÖNEMİ VE ISLAHATLARI (1618-1623)

17. yüzyıl içerisinde ıslahat yapan padişahlardan birisi  II. Osman’dır. Bu dönem, Lehistan 1575 den 1587 ye kadar Osmanlı Himayesinde kalmıştır.

Lehler, Eflak ve Boğdan işlerine karışmaları üzerine II. Osman (1618-1622) sefere çıktı. (Hotin Seferi) Yeniçerilerin olumsuz davranışları yüzün-den Hotin kalesi alınamadı. Hotin antlaşması İmzalanarak savaşa son verildi. (1621)

Buna göre;

İki ülke birbirinin topraklarına saldırmayacak.

Lehistan, Kırım Hanlığına yılda 40 bin duka Altın vermeye devam edecek.

Islahatları:

İlk defa ıslahat hareketine giren padişahtır.

Şeyhülislam ve İlmiyenin yetkilerini sınırlandırmıştır.

İlk kez saray dışından evlenmiştir.

Yeniçeri ve Sipahi Ocağını kaldırmayı düşünmüş ve bunu hayatı ile ödemiştir.

Genç ve tecrübesiz oluşu, kendisine yardımcı olacak devlet adamlarından yoksun oluşu yüzünden başarılı olmamıştır.

Mustafa: Genç Osman’dan sonra tahta çıkmış ve kısa süre tahta kalmıştır.

2- IV MURAT (SİYASİ OLAYLAR- ISLAHATLAR) (1623-1640)

Genç yaşta padişah olmuş sarayda devlet adamlarının ve annesi Kösem sultanın etkisinde kalmıştır. Tecrübe kazanıp yönetimde hâkimiyet sağladıktan sonra birçok ıslahat hareketinde bulunmuştur.

İsyancıları e zorbaları ortadan kaldırdı.

Meyhane ve içki içilen yerleri kapattı. Uymayanları cezalandırdı.

Tımarlı Sipahileri yeniden düzenledi.

Eyalet isyanlarını bastırdı.

Yeniçeri Ocağında düzenleme yaptı,

Koçi Bey ve Kâtip Çelebi devletin gerilemesinin sebeplerini ve bu sorunlardan kurtulmanın yollarını açıklayan raporlar hazırladı. Bu konuda Koçi Bey hazırladığı raporu Sultan IV. Murat’a sundu.

Genç yaşta ölmesi nedeni ile ıslahatları yarıda kaldı.

IV. Murat Muradi ismiyle şiirler yazmıştır.

İran Bağdat’ı ele geçirince(1622) IV. Murat (1623-1-640)

Revan ve Bağdat seferlerine çıkarak Bağdat’ı geri aldı. Kasr-ı Şirin Antlaşması (1639) ile savaşa son verildi. Buna göre;

Azerbaycan ve Revan İran’a bırakıldı.

Bağdat Osmanlılarda kaldı.

Zağros Dağları iki ülke arasında sınır oldu.

Not : Bu antlaşma ile bugünkü Türk-İran sınırı çizilmiş Fermansı ve günümüze kadar devam etmesi acısından önemlidir

3- I. İBRAHİM (1640-1648)

17. Yüzyıl içinde, IV. Murat’tan sonra Osmanlı tahtına geçmiştir. IV Murat’ın kardeşidir. Girit adası bu dönerlide kuşatılmıştır

a- Tımar Sisteminin Bozulması

Devletin ekonomik, siyasi ve askeri anlamda büyük katkısı olan Tımar Sistemi 18. yüzyıldan itibaren bozulmaya başladı.

Tımar sisteminin Bozulmasının en önemli sebepleri,

Devlet otoritesinin zayıflaması

Tımar Sisteminin dağıtılmasındaki adaletsizlikler

Tımarların hak edenlerin yerine rüşvet karşılığında başkalarına verilmesi…

Tımar Sisteminin bozulması siyasi ekonomik ve askeri alanda bazı sorunların ortaya çıkmasına ortam hazırladı. Sistemin bozulması ile,

  • Üretim azaldı.
  • Devletin gelirleri azaldı.
  • Devlet halktan vergi alamadığı için halka ağır vergiler koydu.
  • Ağır vergileri ödemeyen köylüler topraklarını terk etmek zorunda kaldı.
  • İşsizlik ve göç gibi yeni sorunlar ortaya çıkı,
  • İş bulamayanlar eşkıyalık gibi faaliyetlerde bulunması sonucu güvenlik problemleri ortaya çıktı.
  • Askeri teşkilatta bozulmaya neden oldu,
  • Devlet otoritesi zayıfladı.
  • Ülkede asayiş(güvenlik) sorunu ortaya çıktı

Sistemin bozulmasıyla devlet ücretli asker almak zorunda kaldı. Sekban adı verilen bu askerler savaş zamanlarında asker, barış zamanlarında işsizdiler. İşsiz kalan bu kimseler haraç alına yoluna gidiyorlardı

b- İltizam ve Mukataa

Timar toprakları dışında kalan toprakların kanunla belirlenmiş vergilerinin toplanarak hâzineye aktarılması işine İltizam denir.

İhale belirlenen bu sistemde vergilerin kaynağı olan araziye Mukataa, ihale sistemine iltizam, ihaleyi alıp vergileri toplayan kişiye mültezim adı verilir.

Mültezimler, iltizam aldıkları bölgenin vergilerini devlete peşin olarak Ödedi. Daha sonra ihalesini aldıkları bölgeye gider ve vergileri kendisi toplardı. Bu yöntem ile devlet nakit sıkıntısını giderirdi.

Bu sistem zamanla bazı sorunların ortaya çıkmasına yol açtı. Mültezimler, ihalesini aldıkları bölgelerin yöneticisi konumuna geldiler. Bunlar devlete verdikleri verginin daha fazlasını alabilmek için halka baskı uyguladılar. Halk ağır vergileri ödeyemediği için toprağı terk etmek zorunda kaldı. Bu durumda üretimin düşmesine neden oldu.