Yeni Türk Devleti’nin ilk anayasası olan 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu dönemin şarlarına göre hazırlanmış kısa bir anayasaydı. Bu nedenle Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasının ve Cumhuriyet’in ilanının ardından yeni bir anayasaya ihtiyaç duyulmuştur.1924 yılında hazırlanan bu anayasa Avrupa Devletlerinin anayasaları Osmanlı Devleti’nin anayasası olan Kanun-i esasi ve Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’ndan esinlenerek hazırlanmıştır.
1921 Anayasası ile kabul edilen güçler birliği ilkesi 1924 Anayasası’nda da sürdürülmüştür.
Şartlar gereği 1924 Anayasası laik olmayan bir anayasasıdır.
1937 değişikliğiyle anayasanın laikleşme süreci tamamlanmıştır.
23 Nisan 1920’de açılan ilk TBMM’de siyasi partiler yoktur. Bütün vekiller Misakımillî’yi gerçekleştirme fikri etrafında birleşmişti. İlk anayasa hazırlanırken; mecliste Tesanüt, İstiklal, Islahat ve Halk Zümresi gibi gruplar oluştu. Mustafa Kemal bu zor durumun aşılabilmesi için meclis de I. Grup da denilen Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubunu kurdu. Mustafa Kemal yapacağı işleri bu grupla beraber yapmaya çalıştı. Bu grubun karşısında olanların tümüne birden II. Grup dendi.
Lozan görüşmelerinin olduğu dönemde, devletin yönetim şekli ve barıştan sonra izlenecek iç siyaset konusunda mecliste görüş ayrılıkları ortaya çıktı. Bu durum karşısında meclis 1 Nisan 1923’de seçimlerin yeniden yapılarak meclisin yenilenmesi kararını alarak dağıldı.
Mustafa Kemal yeni meclis için yapılan seçimlere inkılâpçı kişilerin aday olmasını sağladı. Seçimler 23 Nisan 1923’de yapıldı ve II. Meclis 11 Ağustos1923’de çalışmaya başladı. Lozan Antlaşması’nın onaylanması, Ankara’nın başkent ilan edilmesi ve cumhuriyetin ilan edilmesi gibi birçok iş II. Meclis tarafından yapıldı. 1923–1927 arasındaki büyük inkılâpları yaptığından dolayı II. Meclise inkılâpçı meclis de denilir.
Cumhuriyet, ulusal egemenlik ve demokrasinin varlığı çok partili hayatla mümkündür. Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez organlarıdır.
Demokraside aynı görüşten insanların bir araya gelerek ülkeyi yönetmek için kurdukları siyasi örgütlere siyasi parti denir. Mustafa Kemal demokrasinin gerçekleşmesi için siyasi partilerin kurulmasını istemekteydi.