Akhunlar ve Göktürk Devleti

Akhunlar Kurucusu: Aksuvar Kağan

Başkenti: Belh, Gor, Huo ve Sakkala

Bizans kaynaklarında Eftalit, Çin kaynaklarında Ak Hiung-nu, Hint kaynaklarında ise Sveta-Hūna olarak geçer

Sasanilerle İlişkiler

İran’ın iç İşlerine karışıldı.

Firuz’u İran tahtına çıkarıldı.

Sonradan Firuz, Ak Hunlara savaş ilan etti.

Firuz ve Aksuvar savaştılar.

Aksuvar, Firuz’u mağlup etti.

Mazdek İsyanı      

Sasanilerde ihtilal başladı.

Zerdüştlükten ilham alan Mazdek,  iyilik-kötülük mücadelesi üzerine, sosyal huzursuzluk etkenlerini de ekleyerek, düşüncelerini yaymaya başladı.

İran’da çıkan Mazdek İsyanı‘nın bastırılmasında Ak Hunlar etkin rol oynamıştır.

Otuz bin kişilik Ak Hun ordusuyla Mazdek isyanı bastırılmıştır.

Akhunlar ile Abdallar arasında bağlantı kurulmuştur.

Akhunlar Sasani taklidi para kullanmışlardır.

Göktürk Sasani İttifakından dolayı Akhunlar yıkıldı Topraklarını Göktürkler ve Sasaniler (Nuşirevan) paylaşmıştır.

I. Göktürk Devleti

Türk adını kullanan ilk devlettir.

Devlet aşina boyundan Bumin Kağan tarafından kurulmuştur.

Bumin, Avarlara savaş açtı. Onları yenerek üstünlüklerine son verdi.

İl Kağan (İlig Kağan) unvanını alarak 552 yılında merkezi Ötüken olan Göktürk Devleti’ni kurdu.

Bumin Kağan’ın yerine oğlu Mukan Kağan geçti

Mukan Kağan Dönemi

Göktürk Devletinin en güçlü dönemidir.

İlk seferini Avarlar üzerine yaparak on­ları yendi.

Ayrıca Çin’i baskı altına aldı.

Akhunlar üzerine seferlere katıldı.

Bu mücadeleler sonunda Akhun Devleti yıkıldı ve toprakları Göktürkler ile Sasaniler arasında paylaşıldı.

Göktürk Devleti kısa zamanda Mançurya’dan İran’a kadar uzanan büyük bir imparatorluk haline geldi.

Mukan Kağan Çin kaynaklarında sert, heybetli ve kudretli görünüşü ve başarılı devlet adamlığı ile anlatılmaktadır. Kızını Çin imparatoru ile evlendirerek Çin imparatoriçesi yapmıştır.

İstemi Yabgu

İpek Yolu hakimiyeti için önce Akhunlara karşı Sasanilerle sonra da Sasanilere karşı Bizans’la ittifak yaptı.

Bizans’a gönderilen elçi Soğdlu tüccar Maniaktır. (II. Justinos) Daha önce de Sasanilere gönderilmişti.

Tarihte bu, Orta Asya ‘dan Doğu Roma’ya giden ilk resmî hey’et idi.

Bizans karşılık olarak Zemarkhos’u göndermiştir.

Bizans’tan Kök Türklere elçi olarak gelen Zemarkhos, Tamga Tarkan adlı bir Türk elçisiyle birlikte, yanlarında Sogdlu Maniakh’ın oğlu da olduğu halde Bizans’a doğru yola çıktılar.

Buna karşılık Bizans ikinci bir elçilik heyetini 576 yılında, Valentinos’un başkanlığında Kök Türk ülkesine gönderdi.

Orta Asya’nın batı bölgelerinin Türkleşmesini sağla­yan hükümdardır.

Tapo Kağan Dönemi (Taspar)

Çin ile olan ticareti artırdı.

Çin’deki yaşantıya özenti du­yuldu.

Tapo Kağan, Budizm’i kabul edip tapınak yaptırması tepki çekti.

Ta-po’nun veliahtı Talopien kurultayda reddedildi.

Esaret Devri

Göktürkler, 630-680 arasında, 50 yıl boyunca Çin baskısı altında yaşadılar.

Bu durumun nedenleri kitabelerde ifade edilmiştir.

Sonraki devlet ve idare adamlarının yetersizli­ği,

Türk kavminin uygunsuz tutumu,

Kurnaz Çin siyaseti ve yıkıcı propagandaları.

İkinci Göktürk Devleti (Kutluk Devleti) (681 – 745)

Çin egemenliğinde yaşayan Göktürkler, Çin’in asimile politikasına rağmen milli benliklerini kaybetmemişlerdir. Esaret döneminde Çin egemenliğinden kurtulmak için Kürşad ayaklanması dahil birçok ayaklanma düzenlendiyse de bunlar başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

Göktürkler uzun süre esaret altında yaşamalarına rağmen Çinlileşme eğilimi göstermemişlerdir. Bu durum onların milli benliklerine sadık kaldıklarının ve köklü bir kültüre sahip olduklarının göstergesidir.

681 yılında Kutluk önderliğinde başlatılan isyan sonuç vermiş ve Göktürkler bağımsızlıklarına kavuşmuştur. II. Göktürk Devleti’ne, devleti kuran kişiden dolayı Kutluk Devleti de denmiştir. Kutluk Han’a devleti kurduğu ve Türkleri yeniden anavatanda topladığı için “derleyen toparlayan” anlamına gelen “İlteriş” unvanı verilmiştir.

İlteriş Kağan’dan sonra devletin başına Kapgan Kağan geçmiş ve bu dönemde II. Göktürk Devleti en parlak dönemini yaşamıştır. Çin’i sürekli baskı altında tutan Kapgan Kağan dağınık Türk boylarını da anavatana toplama politikasını izlemiş ve bu uğraşların sonucunda Orta Asya’da Türk siyasi birliği sağlanmıştır.

Kapgan Kağan’ın ölümünden sonra yerine yeğeni Bilge Kağan geçmiş ve Bilge Kağan da ülkenin batısını kardeşi Kültigin’e vererek ikili yönetim anlayışını devam ettirmiştir. Bilge Kağan kendisine danışman olarak ( vezir= aygucı) Tonyukuk’u seçmiş ve Tonyukuk zekâsı ve tecrübesiyle devlet işlerinde yol gösterici bir rol üstlenmiştir.

Bilge Kağan’ın ölümünden sonra devlet otoritesi zayıflamıştır. Uygurlar Karluk ve Basmil boylarıyla birleşerek 744 yılında II. Göktürk Devleti’ni yıkmıştır.

Göktürkler 38 harften oluşan özgün bir alfabe kullanmışlardır. Bu alfabe Türklerin ilk milli alfabesidir. Göktürk alfabesiyle yazılan Orhon Yazıtları bu döneme aittir.

Göktürklerin Çin’e karşı bağımsızlık mücadelesi vermesi, kendilerine özgü bir alfabe kullanmaları ve devletlerinin adında Türk kelimesinin bulunması ulusçu nitelik taşıdıklarına kanıt olarak gösterilebilir.

Kök Türklerin Türk Tarihîndeki Yeri ve Önemi

İslamiyet öncesi Türk devletlerinden en güçlüsüdür.

En geniş sınırlara ulaştılar.

Türk adını ilk kullanan devlettir. (milliyetçi bir yapıya sahipler)

Devleti doğu – batı şeklinde ikiye ayırmış­lardır.

Takvim kullanmışlardır.

Gelişmiş bir ticaret hayatına sahip olan Kök Türkler parayı değişim aracı olarak kullanan ilk Türk Devleti’dir.

Orta Asya’da Türklerin Bizans ile ilişkileri Göktürkler zamanında başlamıştır.

Tonyukuk, Bilge Kağan ve Kültigin’in ölümlerinden sonra adlarına dikilen Orhun Yazıtları Türk tarihinin ve edebiyatının ilk yazılı eserleridir.

İlk Türk alfabesini (Orhun Alfabesi) oluşturmuşlardır.

Bu çalışmaları onların edebiyatta ileri gittiklerine bir ka­nıttır.

Bu kitabelerde;

  • Devlet ve halkın karşılıklı olarak görevleri,
  • Devlet adamlarının millete hesap vermeleri,
  • Bağımsızlığın önemi ve devlet kurmanın zorluğu,
  • Çinlilerin Devleti yıkmak için yaptıkları,
  • Halkın refahının her şeyin üstünde tutulduğu,
  • Geçmiş olaylardan ders alınması gerekliliği,
  • Vatan sevgisi, gibi konulara yer verilmiştir.
  • Orhun kitabelerinden, eski Türklerde “demokrasi” ve “sosyal devlet” anlayışının olduğu görülmektedir.
  • Tonyukuk kitabesini kendi yazmış; Kültigin ve Bilge Kağan’a ait olanlarını ise Yolluğ Tigin yazmıştır.
  • Bu nedenle; Türklerin ilk tarihçi ve edebiyatçıları Vezir Tonyukuk ve Yolluğ Tigin kabul edilir.