Amasya Tamimi (Genelgesi) 21/22 Haziran 1919

Kemal o güne kadar Ordu Müfettişi sıfatıyla, kişisel ağırlığını ortaya koyarak hareket etmiştir. Ancak; bu sıfatın tehlikeye düştüğünü görmektedir. Bu nedenle M. Kemal, kişisel olmaktan çıkarıp, halka mal etmek gerektiği inancındadır. Bu amaçla M. Kemal, esaslarını hazırladığı Amasya Tamimini 21/22 Haziran 1919 ‘da tüm ilgililere duyurmuştur. Bu tamimde özetle şu noktalara yer verilmektedir;

                1)Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir.

                2)İstanbul Hükümeti üzerine düşen sorumluluğun gereğini yerine getirememektedir. Bu durum  milletimizi aşağılanmış göstermektedir.

                3)Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.

                4)Milletin içinde bulunduğu durumu anlatmak ve haklı sesini duyurmak için her türlü baskıdan uzak bir milli heyet kurulmalıdır.

                5)Anadolu’nun her bakımdan en güvenilir yeri olan Sivas’ta bir milli kongrenin toplatılması kararlaştırılmıştır.

                6)Bunun için bütün vilâyetlerin her sancağından, milletin güvenini kazanmış üç temsilcinin hemen yola çıkması lâzımdır.

                7)Her ihtimale karşı bunun bir milli sır olarak saklanması şarttır.

                8)Doğu vilayetleri adına 10 Temmuz’da bir kongre toplanacaktır. Bu kongrenin delegeleri de Sivas’da ki genel kongreye katılacaktır.

Amasya Tamiminin Siyasi Açıdan Önemi

Amasya genelgesi ile Türk İnkılâbının ihtilal safhası su yüzüne çıkmış, millet iradesi haksızlığa karşı bir isyan parolası olarak belirmiştir. Amasya Tamimi bir ihtilal beyannamesidir. Anadolu’da ihtilalin başladığını göstermektedir.

Amasya Tamimi, Anadolu’da kurtuluş hareketlerini tek elden düzenlemek yolunda milli bir birliğe yol açmış ve milli bir kongrenin toplanmasını öngörmüştür.Amasya Tamimi,yürütme yetkilerini kullanmak imkanını vermekle,Sivas’ta bir milli kongrenin toplatılmasını amaç edinmekle,İstanbul’daki merkezi hükümetin yerine geçmeyi öngörmüştür.Tamim aynı zamanda vatanın bütünlüğünü ve milletin istiklalini ele alması konusunda halkı isyana davet ettiği kadar,milletçe yapılacak işlerin hangi plan ve program doğrultusunda gerçekleştirileceğini göstermesi açısından da önemli bir belgedir.Amasya Tamimi’nin diğer bir önemli yanı ise,Türk milliyetçiliği akımını inkılâbın temel prensibi olarak değerlendirmesidir.Milliyetçilik Amasya Tamimi’nden itibaren Milli Mücadele’nin esası,özü,temel yapısı olmuş,milleti harekete geçiren,ona milli şuur ve vicdanının sesini duyuran politik tutumun hedeflerini göstermiştir.

AMASYA TAMİMİ’NİN HUKUKİ AÇIDAN ÖNEMİ

 İhtilal beyannamesi niteliği taşıyan Amasya  Tamimi ile bir taraftan sultana karşı gelinerek,milli hakimiyet ilkesi ortaya atılmış,diğer taraftan da tehlikede olan bağımsızlığın kurtarılmasına çaba gösterilmiştir.Dolayısıyla Amasya Tamimi ile hem millet iradesi,hem de kayıtsız şartsız bağımsızlık ön plana çıkartılmıştır.Yani Amasya Tamimi , yeni Türk Devleti’nin kuruluşunu  hazırlayan temel bir belgedir.Nitekim Amasya Tamimi ile birlikte İstanbul’a yollanan mektuplarda artık İstanbul’un Anadolu’ya egemen değil,bağımlı olmak zorunda olduğu belirtilmektedir.

AMASYA TAMİMİ’NİN SONUÇLARI

İstanbul’daki işgal kuvvetleri makamları,Anadolu’da gelişmekte olan ve Amasya Tamimi ile şuur kazanan gelişmeleri endişe ile izlediklerinden,bu hareketi söndürmek amacıyla M.Kemal’i İstanbul’a getirtmek için İstanbul Hükümetine baskıda bulunmuşlardır.İçişleri Bakanı Ali Kemal 23 Haziran 1919’da vali ve mutasarrıflara yolladığı gizli bir genelge ile M.Kemal’in azledildiğini,resmi hiçbir sıfatı kalmadığı için emirlerinin dinlenmemesi gerektiğini duyurmuştur.Amasya Tamimi kararlarının uygulanması işiyle bizzat komutanlar uğraştıkları için,İstanbul’un bu emrinin Anadolu’da dinlenmesi imkansızdı.Sonuçta İçişleri Bakanı Ali Kemal Bey istifa etmek zorunda kalmıştır.

Bu sıralarda M.Kemal,doğu illerindeki milli direnişi  toparlamak ve Sivas Kongresi’nin ilk basamağını oluşturmak üzere Erzurum’a hareket etmiştir.O,Sivas’tan geçerken,İçişleri Bakanı’nın emri doğrultusunda kendisini görevinden alıkoymak için çalışan Elazığ Valisi Ali Galip ile görüşmüş ve O’nun bu girişimini önlemiştir.M.Kemal Erzincan’dan geçerken Padişah’tan İstanbul’a geri dönmesi  yönünde bir telgraf almış,ancak görevinden ayrılmayacağını İstanbul’a ileterek,zaman kazanmaya çalışmıştır.7/8 Temmuz 1919 gecesi M.Kemal Paşa’ya İstanbul’dan görevden alındığını bildiren emir ulaşmıştır.Bunun üzerine M.Kemal Harbiye Nezaretine hem görevinden,hem de askerlikten ayrıldığını bildiren cevabi telgrafını göndermiştir.M.Kemal’in en büyük kaygısı,tüm görev ve yetkilerini bırakmasının, başlattığı milli hareketin geleceğini tehlikeye sokmasıdır.Ancak M.Kemal Paşa’nın korktuğu olmamış,O’nun askerlik görevinden ayrılması hiçbir şeyi değiştirmemiş,başta K.Karabekir Paşa olmak üzere bütün komutanlar O’nun emri altına girmişlerdir.Bu gelişme M.Kemal’in milli hareketin lideri olarak ortaya çıktığının göstergesidir.