Halkevleri (18 Şubat 1932)

Halkevleri halkın kültür seviyesini yükseltmek (dil, edebiyat, tiyatro, güzel sanatlar vb. alanlarda), milli devletin değerleri benimsetmek ve inkılâpçı kişiler yetiştirmek amacıyla açılmıştır.

Atatürk döneminde açılan Halkevleri 1951’de kapatılmıştır.

Üniversite Reformu (1933)

  • 31 Mayıs 1933’de çıkarılan bir kanunla Darülfünun kaldırılmış yerine İstanbul Üniversitesi kurulmuştur. Ardından İstanbul Üniversitesi bünyesinde Yüksek Ziraat Enstitüsü kurulmuştur(1933).
  • 1935 yılında Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi açılmıştır.
  • Mülkiye Mektebi, Ankara’ya taşınarak Siyasal Bilimler Fakültesi’ne çevrildi.

1940 yılında inkılâpçı öğretmenler yetiştirebilmek amacıyla Köy Enstitüleri  (Köy Öğretmen Okulları) açılmıştır (İnönü Dönemi).

Güzel Sanatlar Alanındaki Gelişmeler

  • 1881’de kurulan Sanayi Nefise Mektebi, 1924 tarihinde Güzel Sanatlar Akademisine dönüştürüldü.
  • “Musiki Muallim Mektebi” açıldı.
  • 1924’te Topkapı Sarayı Müze haline getirildi.
  • Devlet Konservatuarları açıldı.
  • “Resim ve Heykel Müzesi” açıldı (1937).

TOPLUMSAL ALANDA YAPILAN DÜZENLEMELER

Bu alanda yapılan düzenlemeler;

  • Toplumsal yaşamı çağdaşlaştırma,
  • Toplumda eşitliği sağlama,
  • Laiklik ilkesini yerleştirme,
  • Toplumsal ikilikleri sona erdirme

amaçlarına yöneliktir.

Kılık Kıyafet İnkılâbı (25 Kasım 1925)

Nedenleri;

  • Ülkede kılık kıyafet birliği sağlamak,
  • Halka laik ve çağdaş bir görünüm kazandırmak,
Türk Milletine her alanda çağın icaplarına göre bir görüntü ve kimlik kazandırmak düşüncesini taşıyan Mustafa Kemal, kılık-kıyafet konusunda bir inkılâbın gerekliliğine inanmaktaydı. O, bu maksatla halka giydikleri kıyafetin millî olmadığını, daha medeni bir görüntüye bürünmesi gerektiğini yaptığı muhtelif konuşmalarda anlatmıştır. 25 Kasım 1925 tarihinde TBMM’de “Şapka Giyilmesi” hakkında bir kanun kabul edilmiştir. 3 Arlık 1934’de çıkarılan bir kanunla din adamlarının ibadet yerlerinin dışında dini kıyafet giymeleri yasaklanmıştır (Diyanet İşleri Başkanı, Patrik ve Haham Başı bu kuralın dışında tutuldu). 

Böylece cumhuriyet ‘in ilk yıllarında kılık-kıyafet alanında gerçekleştirilen bu inkılâplarla ülkede büyük ölçüde birlik-beraberlik sağlanmış ve halka daha modern bir görüntü kazandırılmıştır.

Tekke, Zaviye ve Türbelerin Kapatılması (30 Kasım 1925)

Selçuklular ve Osmanlılar zamanında Anadolu’nun Türkleşmesinde ve halkın Müslüman kimliği içinde yoğrulmasında büyük hizmetleri geçen tarikatlar ve bunların kurumlaşmış şekli olan tekkeler, daha sonra asıl fonksiyonlarını kaybetmişlerdir.

 Cumhuriyet rejiminde bu rejime ve inkılâplara karşı olan ve bu sebeple halk üzerinde olumsuz tesir yapabilecek böyle kuruluşlara ve yapılanmaya yer yoktu. Mustafa Kemal bu konudaki kararlılığını, 1925’te yaptığı “Türkiye Cumhuriyet ‘i şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz. En doğru ve gerçek tarikat, medeniyet tarikatıdır” sözleriyle ortaya koymuştur. Bu düşünce ve kararlılığın ifadesi olarak, 30 Kasım 1925 günü kabul edilen bir kanunla tekke, zaviye ve türbeler kapatılırken, şeyhlik, dervişlik, dedelik, müritlik gibi dinî unvan ve lakapların kullanılması da yasaklanmıştır. Böylece Türk toplumunun çağdaşlaşması ve lâikleşmesi yolunda önemli bir adım atılmıştır.