LAİKLİK

  •          Laiklik din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı olarak ele alınması, yani devlet yönetiminde Şer’i (dini) kurallara yer verilmemesidir Kısaca devletin düzeninin, hukuk kurallarının ve toplum düzeninin akla ve bilime dayandırılmasıdır.

Özellikleri:

  •          Devlet, çeşitli dinler karşısında tarafsız kalır.
  •          Devletin resmi bir dini yoktur.
  •          Din, devlet işlerine ve politikaya alet edilemez.
  •          Din ve mezhep kavgalarına karşıdır. Bu yönüyle de din ve vicdan hürriyetini savunmuştur.
  •          Laiklik din düşmanlığı değildir. Ancak halkın dini duygularını sömürerek siyasal veya kişisel çıkar sağlamak amacıyla hareket edenlere engel olur.

Laikliğe Geçiş Aşamaları (1922 -1937)

  •          Saltanatın kaldırılması (1922)
  •          Halifeliğin kaldırılması (1924)
  •          Tevhid-i Tedrisât Kanunu’nun kabulü (1924)  
  •          Medreselerin kapatılması (1924)
  •          Şer’iye ve Evkaf Vekâleti’nin kaldırılması (1924)
  •          Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması (1925)
  •          Medeni Kanun’un kabulü (1926)
  •          1924 Anayasası’ndan dini hükümlerin çıkarılması (1928)
  •          Dini unvan ve kıyafetlerin kullanılmasının yasaklanması
  •          Laikliğin ilke olarak anayasaya alınması (1937) 1961 ve 1982 anayasalarında da 2.madde olarak yer almıştır.

Laiklik ilkesinin kabul edilmesiyle, Cumhuriyet yönetimi ve Türk toplu­mu modern bir yapıya kavuşturulmuştur. Cumhuriyetin gelişip güçlen­mesi için ortam hazırlanmıştır.

Atatürk’ün siyasi parti tartışmalar dışında tutulmasını istediği iki te­mel ilke Cumhuriyetçilik ve Laikliktir.

Kutsal değerlerin siyasi çıkarlara alet edilerek sömürülmesine karşı çı­kan Laiklik ilkesi akıl ve bilimi devlet ve toplum yapısına hakim kılma­yı amaçlar.

Türkiye’de laiklik 1922’de Saltanatın kaldırılması ile başlamıştır. Ha­lifeliğin kaldırılması ise bu konuda atılan en önemli adımdır.