İÇ POLİTİKA

Milli Korunma Yasası: (18 Ocak 1940)

CHP’nin baştan beri güttüğü devletçilik politikasının uygulamaya geçişi olarak görülen bu yasa, Hükûmete geniş yetkiler ve olanaklar tanırken, özel girişimi de sınırlandırıyordu.

Yasanın temel hükümleri şu uygulamaları kapsıyordu:

  1. Hükûmet, gereksinimini karşılamak amacıyla, üretimin niteliğini belirlemek amacıyla sanayi ve maden işletmelerini denetleyebilir.
  2. Hükûmet bu kuruluşların mesaisini saptayabilir.
  3. İş saatleri her gün üç saat uzatılabilir.
  4. Hafta tatili kanunu yasanın geçerli olduğu sürece uygulanmaz.
  5. Gerekli malların tüketimi sınırlanabilecek ve yasaklanabilecektir.
  6. Gerekli görülen bölge ve hallerde tarımsal ürünün cins ve miktarını Hükûmet saptayabilecektir. Üzerinde tarımsal faaliyette bulunmayan 500 hektardan fazla araziyi Hükûmet işletebilecektir.
  7. 8 hektardan fazla arazisi olanlara, bu toprağın yarısının hububat ekimine tahsis etmesi istenebilecektir.

Yasa 18 Ocak 1940 tarihinde muhalif görüşlere rağmen kabul edilmiştir. Yasanın uygulamadaki en belirgin sonucu “karne uygulaması” olmuştur. Milli Korunma Yasası sadece savaş yıllarında değil , barış yıllarında da değişmeyen bir gerçeği yansıtıyordu. Sıkıntıyı yoğun şekilde hissedenler yine kırsal kesimde yaşayanlar ve işçiler olmuştur. Çünkü tüm kısıtlamalara rağmen karaborsa önlenememiş, bu sayede savaş zengini olan zümrede herhangi bir değişiklik olmamıştır.

Refik Saydam’ın ani ölümünden sonra Başbakanlığa getirilen Şükrü Saraçoğlu, alınan önlemlerin yumuşatılmasını sağlamaya çalışmıştır. Ekonomi ve fiyatlar üzerindeki denetim bir ölçüde kaldırılarak karaborsanın önüne geçilmek ve malların piyasaya çıkması sağlanmak istenmiştir. Fiyatların bir miktar artmasına göz yumulmuş ancak karaborsanın devam etmesi yine de engellenememiştir. Milli Korunma Yasası, hedefine ulaşamayınca savaş dönemindeki zenginlerden (kentsel ve kırsal alandaki) vergi alınması yoluna gidilmiştir.

Varlık Vergisi Kanunu

1943 yılında kabul edilen Varlık Vergisi Kanunu, savaşın başından bu yana elde edilen servet ve kazançlara Hükûmet tarafından el konulmasına imkan veren bir düzenlemedir. Şükrü Saraçoğlu Hükûmeti’nin karaborsayı kaldırmak, mal darlığını gidermek adına yürürlüğe koyduğu fiyatları serbest bırakma kararı, bunu sağlayamadığı gibi haksız kazanç elde edenlerin yükselen fiyatlarla daha da palazlanmasına neden olmuştur. Varlık Vergisi ile amaç bu vurgunu durdurmaktı.

Hükûmet ve “Milli Şef” olanların farkındaydı ve sonunda Varlık Vergisi toplanmasına karar verilmişti. Vergi oranlarını belirlemek için kurulan komisyon, Hükûmet memurları ve seçme işadamlarından oluşmaktaydı. Bu oranlar tespit edilirken Müslüman Türklere gerçeğe uygun davranılırken, azınlıklara daha ağır şartlar uygulanmaktaydı. Varlık Vergisi’nin ödeme süresi 15 gün olarak belirlenmişti ve bu süre içinde vergisini ödeyemeyenler Aşkale’deki çalışma kamplarına gönderilecekti. Varlık Vergisi Kanunu’nun etkileri oldukça fazla olmuştur. Vergi amacına ulaşamadığı gibi oluşan yoğun tepkiler nedeniyle hayatiyetini sürdüren firmalar fiyatlarını yükselterek durumu protesto etmişler ve hayat pahalılığının daha da artmasına neden olmuşlardır.