II. ABDULHAMİT DÖNEMİ ISLAHATLARI VE I. MEŞRUTİYETİN İLANI

II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİ ISLAHATLARI (1876 – 1909 )

Meşrutiyet hükümdarın yetkilerinin bir anayasayla halka karşı kısıtlanmasıdır. Meşrutiyet sayesinde halk hükümdarın yanında yönetime ortak olmuştur.

Tanzimat Döneminde batı düşüncesini benimseyen aydın bir sınıf yetişmiştir. Genel olarak Genç Osmanlılar adıyla bilinen bu aydın sınıf yapılan ıslahatların devletin çöküşünü durdurmada yetersiz kaldığını görerek meşrutiyet yönetimine geçilmesini savunmuşlardır. Bu nedenle Mithat Paşa, Namık Kemal ve Ziya Paşa gibi önemli aydınların başını çektiği Genç Osmanlılar Abdülaziz’den meşrutiyeti ilan etmesini istemişlerdir. Abdülaziz’in meşrutiyeti ilan etmeyi reddetmesi üzerine kendileri gibi düşünen devlet adamlarıyla gizli bir ittifak kurarak Abdülaziz’i tahttan indirmişler ve V. Murat’ı tahta çıkarmışlardır. Ancak V.Murat’ın ruh sağlığı bozuk olduğundan meşrutiyetin kuruluşunu sağlayan çalışmalar yapılamamıştır. Genç Osmanlılar bu yüzden meşrutiyeti ilan etme şartı ile II. Abdülhamit’i tahta çıkarmışlardır (1876).

I. MEŞRUTİYET’İN İLANI (23 ARALIK 1876 )

Sultan II. Abdülhamit tahta geçtikten sonra Mithat Paşa’yı sadrazamlığa getirmiş ve ona anayasa hazırlama görevini vermiştir.

– İlan Edilmesinin Nedenleri

  • Müslüman ve gayrimüslim bütün Osmanlı vatandaşlarına yönetimde temsil edilme hakkı vererek halkın yönetime bağlılığını arttırmak
  • Yabancı devletlerin azınlık haklarını bahane ederek iç işlerimize karışmasını engellemek

Abdülhamit Kanun-i Esasi’yi Balkanlardaki azınlıkların bağımsızlık isteklerini görüşmek üzere toplanan İstanbul Konferansı’nın (Tersane Konferansı) toplandığı gün ilan etmiştir. Bu yolla konferansta Osmanlı aleyhine bir karar alınmasını engellemeyi amaçlamıştır.

  •   Meşrutiyet’in ilanında iç baskı Genç Osmanlılardan dış baskı ise Avrupalı devletlerden gelmiştir.

Kanun-i Esasi’ye göre;

1) Saltanat ve hilafet hakkı ve makamı Osmanoğulları soyunun en büyük erkek evladına aittir. Devletin dini İslam, dili Türkçedir.

2) Ayan ve Mebusan isimli iki ayrı meclis açılmıştır. Ayan Meclisi üyeleri, Mebusan Meclisi üyeleri­nin sayısının üçte birini geçmemek üzere padi­şah tarafından seçilir ve ömür boyu bu görevde kalabilir. Mebusan Meclisi üyeleri, her elli bin er­kek nüfusa bir temsilci olmak üzere dört yıllığına seçilirler.

Mebusan Meclisi’nin kurulmasıyla halkın yönetime katılması amaçlanmıştır.

3) Yürütme yetkisi; başında padişahın bulunduğu Bakanlar Kurulu’na (Heyet-i Vükela’ya) verilmiştir.

4) Bakanlar Kurulu’nun başkan ve bakanlarını padişah seçer, atar ve gerektiğinde azleder.

5) Kanun teklifini sadece bakanlar kurulu yapabilecektir.

6) Meclisi açmak ve kapatmak padişaha aittir.

7) Hükümet meclise karşı değil, padişaha karşı sorumlu olacaktır.

8) Padişah, devlet güvenliğini bozduğu gerekçesiyle polis araştırması yaptırabilecek ve sonunda suçlu görülen kişileri sürgüne gönderebilecektir.

Halk, sınırlı da olsa padişahın yanında devlet yönetiminde ilk kez söz sahibi olmaya başlamıştır.

 Türk tarihinde ilk defa anayasalı ve parlamentolu düzene geçilmiştir.

Osmanlı Devleti’nde parlamenter sisteme geçilmiştir.

Mebusan Meclisi’nin açılmasıyla halk seçme-seçilme hakkına sahip olmuş ve padişahın yanında yönetime katılmıştır.

Ayan Meclisi üyelerini padişahın seçmesi halkın egemenlik haklarını kullanmasına aykırıdır.

  • Meşrutiyet’in ilanını kendinden önceki demokratikleşme hareketlerinden ayıran temel özellik halka ilk kez seçme ve seçilme hakkı verilmesidir. Mecliste hem Müslüman hem de azınlık vekilleri bulunmaktadır.
  • Meşrutiyetin ilanı ile Osmanlı Devleti’nin tarihinde ilk kez yönetim şekli değişmiştir (Monarşiden Meşrutiyete).
  • I. Meşrutiyet’in ilanında Osmanlıcılık ve Batıcı­lık fikir akımları etkili olmuştur.

Kanun-i Esasi’nin maddeleri incelendiğinde demokratikleşme açısından çok önemli bir adım olan halkın yönetime ortak olmasının gerçekleştirildiği görülür. Ancak padişahın egemenlik hakları da korunmuştur. Halkın yönetimdeki temsil hakkı sembolik olmaktan öteye gidememiştir. Meşrutiyet’e rağmen ülkedeki en büyük güç padişahtır.

1877- 1878 Osmanlı Rus Savaşı’nın sonlarına doğru savaşın kaybedileceği anlaşılmış ve II. Abdülhamit meclisin görevini yerine getirmediğini gerekçe göstererek Mebusan Meclisi’ni kapatmış anayasayı yürürlükten kaldırmıştır. Böylece II. Meşrutiyet’in ilanına kadar sürecek olan “İstibdat Devri” başlamıştır.