İki Savaş Arası Dönemde Oluşan Uluslararası Siyasi, Ekonomik Ve Askerî Denge İle İkinci Dünya Savaşı’nın Nedenleri

I. Dünya Savaşı’ndan galip çıkan İtilaf Devletleri, Paris Barış Konferansı ile kendi düzenlerini kurma gayretine giriştiler. Temelde İngiltere merkezli olarak kurulmaya çalışılan dünya düzeni, İngiltere dışındaki tüm tarafları rahatsız edecek şekilde gelişti. 1925’te yapılan Locarno Antlaşması, savaş sonrası olum- suzlukları en aza indirmek için atılan ilk adımdı. Locarno Antlaşması; Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya, Polonya, Çekoslovakya ve Belçika arasında 1 Aralık 1925’te imzalandı. Antlaşma ile Almanya’nın batı sı- nırları ve Ren bölgesinin silahtan arındırılması güvence altına alındı. Locarno Antlaşması’nın uluslararası politika açısından kısa ve uzun vadeli sonuçları oldu. Kısa vadeli sonucu Almanya ve Fransa arasındaki ilişkilerin normalleşmesi, Almanya’nın yeniden Avrupa’nın büyük devletleri arasına girmesi ve 1926’da Ce- miyet-i Akvama üye olması; uzun vadeli sonucu ise savaş sonrası düzenin üzerine inşa edildiği Versail- les Antlaşması’nın başka antlaşmalarla teyit edilmedikçe bağlayıcı olmadığının anlaşılmasıydı. Ağustos 1928’de dokuz devlet arasında (ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Çekoslovakya, Polonya ve Belçika) Briand-Kellogg Paktı imzalandı. Devletler “uluslararası ilişkilerde savaşı ulusal politikalarına alet etmeyeceklerini, anlaşmazlıkların çözümü için savaş yoluna gitmeyeceklerini, uyuşmazlıklarını barışçı yol- larla çözeceklerini” kabul ettiler. Pakt bütün devletlerin katılımına açık tutuldu. 1928 yılı sonuna kadar Kel- log Paktı’na Türkiye ve SSCB’de dâhil 46 devlet üye oldu. Tüm bu sürecin devamında ABD’de başlayan 1929 Dünya Ekonomik Buhranı dünya devletlerinin başta ekonomi olmak üzere siyasi ve sosyal yapısını etkiledi. İngiltere merkezli kurulmaya çalışılan dünya düzenine karşı tepkileri besleyecek olan ideolojiler ve siyasi akımlar ortaya çıktı.

Almanya ve Hayat Sahası: 1933’te iktidara gelen Nazi Partisi ve Adolf Hitler, Versay Antlaşması’nın olumsuz etkilerini kırmak için savaş eko- nomisine yatırım yaptı. Almanya’nın yeteri kadar ham madde kaynakları yoktu. Bu ihtiyacını karşılamak için sömürgecilik yarışına girmesi gerekiyordu. Almanya, Lebensraum [Libensraum (Hayat Sahası)] politikası- na göre yayılmaktaydı. Bu yayılma dünyayı içine ala- cak küresel bir savaşın önemli sebeplerinden biri oldu.

Avusturya, Çekoslovakya ve Polonya’yı bünyesine katınca Almanya’nın nüfusu bir anda 60 milyondan 88 milyona çıktı. Ayrıca ham madde kaynaklarında, ordu- nun sahip olduğu asker ve silah sayısında muazzam artışlar oldu. Bu ani güç artışları Almanya’nın kendine olan güvenini artırdı ve Almanya daha da saldırgan hâle geldi. Almanya’nın Polonya’yı işgal etmesi üze- rine İngiltere ve Fransa, Almanya’ya savaş ilan ettiler fakat hazırlıksız oldukları için müdahale edemediler. Oysa Almanya geliştirdiği Blitzkrieg [Blitskrig (Yıl- dırım Savaşı)] stratejisi ile savaşa önceden hazırdı. Düşman harekete geçemeden düşmanın işini bitirme- yi amaçlayan bu strateji Almanya’nın savaş öncesi ve savaş esnasındaki temel stratejisi oldu.

İtalya ve Bizim Deniz: Almanya’nın Hayat Sahası politikası ile örtüşen Mare Nostrum [Mar Nostro (Bi- zim Deniz)] ve Roma İmparatorluğu’nu canlandır- ma siyasetleri Mussolini’nin (Görsel 2.3) uygulama- larında hayat bulmaya çalışıyordu. Mussolini Akdeniz’i “Bizim Deniz” olarak görmekteydi. İtalya bu politika doğrultusunda önce Yugoslavya’dan Fiume şehrini aldı, 1935’te Habeşistan’ı işgal etti. Sonrasında İspan- ya iç savaşına müdahil oldu. Bu girişimler, İtalya’yı zi- yadesiyle yıprattığı hâlde İtalya, özellikle ham madde kaynaklarına olan ihtiyacından dolayı sömürgeler elde etme çabasından vazgeçmedi. İtalya’nın Arnavutluk’u işgali Türkiye’nin başını çektiği Balkan Antantı’na ağır bir darbe indirince İngiltere bölgedeki devletlerle dostluk antlaşmaları imzaladı. İtalya, kendisine yönelik bir hamle olarak gördüğü bu olay karşısında 1936’da Almanya ile imzalamış olduğu dostluk antlaşmasını ve daha sonra oluşturulan mihver birliğini daha ileriye taşıyarak 1939’da Almanya ile Çelik Paktı kurdu. Bu pakt İtalya’nın Alman politik değerleriyle yoluna devam etmesine neden oldu.

Japonya ve Ortak Refah Alanı (Yeni Japon Düzeni): I. Dünya Savaşı sonrasında Japonya’nın Çin ile yaptığı antlaşmaların da katkısıyla elde et- tiği üstünlük, 1920-1930 yılları arası dönemde de devam etti. Japonya bu durumu destekleyen güç- lü bir orduya ve ekonomiye sahipti fakat 1929 Eko- nomik Buhranı’ndan Japonya da olumsuz etkilen- di. 70 milyonluk ülke bu kriz ortamından kurtulmak ve mevcut gelişmişliğini artırmak için daha önce giriştiği sömürgecilik hareketlerini artırma yoluna gitti. Uçak filosu ve seyyar topçular bakımından çok ileri olan Japonya ilk etapta Asya’da Mançur- ya’yı işgal etti. 1938’de Çin limanlarının büyük bir kısmını ele geçirdi. Bu teşebbüsler yaklaşan yeni bir dünya savaşının ayak sesleriydi. Japonya’nın bu yayılmacı siyasetine karşı tedbir almak isteyen İngiltere ve ABD Çin’e destek verince Japonya da Almanya ile Tokyo-Berlin Paktını (Anti-Komitern Pakt) kurdu. Daha sonra İtalya’nın da pakta katıl- masıyla Alman-Japon-İtalyan birliği kurulmuş oldu.

Japon İmparatoru Michinomiya Hirohito’nın [Mişinomiya Hirohita] Büyük Doğu Asya Ortak Refah Alanı politikası, Avrupalıların Asya’daki hegemonyasına tepki olarak doğdu. Japonya, Almanya’nın ırk üstünlüğü anlayışın- dan, iktisadi ve sosyal düzen politikalarından esinlendi. Bu düşünceye göre Japonya; İngiltere, Fransa, ABD ve Hollanda gibi sömürgeci güçleri Uzak Doğu’dan kovacak ve Batı’nın bölge üzerindeki her türlü etkisini tasfiye edecekti. Kurtarılmış halklar da Japonya yönetimi altında siyasal ve iktisadi politikalara göre gelişecekti. Bir yeni düzen kurulacak ve içine Çin’i, Çinhindi’ni, Tayland’ı, Malezya’yı, Hollanda’ya ait Hint adalarını ve Mançukuo gibi Japonya’ya bağlı bölgeleri alacaktı.

Devletlerin Savaş Stratejileri ve Savaşın Başlaması

I. Dünya Savaşı’nın ortaya çıkardığı karmaşık ve adaletten uzak koşullar, daha küresel bir seyir izle- yen II. Dünya Savaşı’na sebep oldu. Devletlerin içinde bulunduğu siyasi, ekonomik ve sosyal durumlar da savaşın nedenleri arasındaydı.

II. Dünya Savaşı’nın Nedenleri

Liberalizm, kapitalizm, sosyalizm, komünizm, faşizm, Nazizm gibi ideolojiler dünya siyasetini etkileyerek devletlerin politikalarını yönlendirdi. I. Dünya Savaşı’nın ortaya çıkardığı olumsuz etkileri yok etme çabaları diktatör liderlerin ortaya çıkmasıyla sonuçsuz kaldı. Bu durum dünyada yeni ittifaklara, çıkar çatışmalarına ve toplumlar arası öfkelere yol açtı. Özellikle savaştan yenik ayrılan Almanya, yalnızlığa itilen İtalya ve Asya’da giderek güçlenen Japonya’da bu etki- ler daha fazla görüldü. SSCB tehlikesine karşı ortak menfaatlerden dolayı 1936’da Anti-Komitern Paktı kuran Almanya ve Japonya bu yolda ilk adımı attı. Bu birlikteliğe 1937’de İtalya’nın da katılmasıyla Roma-Berlin-Tokyo Mihver Bloku kurulmuş oldu. Daha sonra Macaristan, İspanya gibi devletlerin de katılımıyla blok genişleyerek güçlendi. Bu oluşum yeni ve daha yıkıcı bir küresel savaşın ilk ciddi ayak seslerinden biri oldu. Mihver Devletler’in takip ettiği bu politikalar Müttefik Devletler’in ortaya çıkmasına neden oldu.

MİHVER DEVLETLER: Mihver devletler kavramı ilk olarak Kasım 1936’da Mussolini tarafından İtalya ile Almanya arasındaki ilişkiyi tanımlamak için kullanıldı. 1937’de Anti-Komitern Pakta İtalya’nın katılmasıyla Mihver Devletler arasındaki bağ resmiyet kazandı. 1939’da Almanya ve İtalya arasında imzalanan Çelik Pakt ile Mihver Devletler arasındaki bağ sağlamlaştı. 1940’ta Berlin’de Üçlü Pakt imzalanarak (Almanya-İtalya-Japonya) yeni düzeni kur- ma görevini Avrupa’da Almanya ve İtalya, Asya’da ise Japonya üstlendi.

MÜTTEFİK DEVLETLER: Almanya’nın Avusturya ile birleşmesi üzerine I. Dünya Savaşı’nda İtilaf grubunda yer alan Fransa ile İngiltere arasında ortak bir cephe oluşturuldu. Bu oluşumun temel amacı Almanya’nın yayılmacı siyasetini engellemekti. Bu amaçla II. Dünya Savaşı sırasında İngiltere, Fransa (1940-1944 arasındaki Alman işgali dışında), SSCB (1941’den sonra), ABD (1941’den sonra) ve Çin’in Mihver Devletler’e karşı oluşturdukları ittifak Müttefik Devletler olarak adlandırılmıştır.

II. Dünya Savaşı’nın nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

• Versay Antlaşması’nın koşullarının Almanya’ya çok ağır gelmesi
• Rusya’nın Brest Litowsk Antlaşması ile kaybettiği toprakları geri almak istemesi. Ayrıca komünizm ideolojisinin dünya devrimi ile gerçekleşeceğine inanması ve bu yönde faaliyette bulunması
• İtalya’nın Avrupa siyasetinde etkinliğini artırmak istemesi ve I. Dünya Savaşı’nda istediklerini elde edememesi
• Komünizme, Nazizm ve faşizmin karşı gelebileceğine inanan Avrupa’nın bu rejimlerin Almanya ve İtalya’da yükselişlerine engel olamaması
• Japonya’nın Uzak Doğu ve Pasifik’te İngiltere ile ABD’nin baskısında olması
• 1929 Ekonomik Buhranı’nın tüm dünyada ortaya çıkardığı ekonomik ve sosyal olumsuzluklar

II. Dünya Savaşı Almanya’nın Eylül 1939’da Polonya’yı işgali ile başladı (Görsel 2.6). İngiltere ve Fransa birkaç saat sonra Almanya’ya savaş açtı. Rusya, Polonya’daki Beyaz Rus ve Ukraynalıların ezildiğini bahane ederek Polonya’nın doğusunu işgal etti. Bir süre sonra Almanya’dan gerekli her türlü desteği alan İtalya, Almanya’nın yanında savaşa girdi. Almanya, birkaç haftada Versay Antlaşması’yla Polonya’ya bırakmak zorunda kaldığı bütün toprakları geri aldı. Maginot (Majino) Hattı’nı oluşturan Fransa, savunmaya dayalı savaş stratejisi izledi ve genel seferberliği tamamlayamadığı için Almanya’ya sınırlı oranda müdahalede bulundu. İngiltere de savunmada kalarak Almanya’yı karadan ve denizden ablukaya aldı. Bu şekilde Hitler’in gücünün tükenmesini bekledi fakat ablukadan beklenen sonuç alınamadığı gibi Alman- ya’nın saldırı gücü de azalmadı. İkinci küresel savaş genel olarak Kuzey Afrika, Asya-Uzak Doğu ve Avrupa olmak üzere üç cephede devam etti.