İkinci Dünya Savaşı’nın Seyrini Değiştiren Olaylar ve Sonuçları

Pearl Harbor Baskını (1941)

Pasifik’in Hawaii takımadalarında yer alan Pearl Harbor (Pörl Harbır), Uzak Doğu’da ABD çıkarlarının korunmasında ve ABD’nin bölgeye ulaşmasında önemli lojistik ve askerî bir üstür. Ayrıca ABD’ye Pasifik tarafından gelebilecek saldırılara karşı ileri savunma karakolu görevini de üstlenmiştir.

Japonya, Malezya’da ve Doğu Hint Adaları’ndaki İngiliz ve Hollanda kolonilerinin doğal kaynaklarını kontrolü altına almayı amaçla- maktaydı. Bu bölgenin kıyısında yer alan Filipinler, Japonya’nın saldırısına açıktı. Pearl Harbor’daki deniz üssü, ABD’nin Pasifik’teki donanmasının can damarıydı. Japonya, Pasifik’te ve Uzak Doğu’da kendi varlığına tehdit olarak gördüğü bu askerî üsse bir hava saldırısı yaparak ABD’nin Pasifik filosuna büyük hasar verdi ve ABD ile Japonya arasında savaş başladı.

Stalingrad Kuşatması (1942)

Stalingrad (Sıtalingırad), SSCB’nin Volga Nehri’nin denetimini sağlayan en önemli sanayi şehirlerinden biridir. Kafkasya bölgesin- den gelen petrolün işlendiği sanayinin merkezi durumunda olmasıyla Rusların savaştaki en önemli tedarik bölgelerinin başında gelir. SSCB’nin savaş dışında kalmasını sağlamak isteyen Almanya için büyük öneme sahip olan Stalingrad, Almanya’nın SSCB istikametinde ilerlediği son noktadır. Hitler bu cepheyle pet- rol alanlarını ele geçirmeyi, Hazar kıyılarına kadar Kafkasların içine girmeyi ve kuzeydeki Voronej’e kadar Don Nehri boyunca koruyucu bir cephe kurmayı amaçlamıştır.

Kızıl Ordu’nun savunmada yetersiz kaldığı zamanda işçilerin de devreye girmesiyle Stalingrad’da Almanlara karşı büyük bir şehir direnişi başlatıldı. Bir milyon civarında insanın öldüğü bu savunma savaşında Almanlara karşı alınan başarı tüm Avrupa’daki direnişlerin canlanıp kuvvetlenme- sini sağladı. Bu sonuçla doğu cephesinde inisiyatif SSCB’ye geçti. Bundan sonra SSCB ilerlemeye, Almanlar da gerilemeye başladı. 1943 Mart ayında Kafkasya Almanlardan temizlendi. Leningrad ve Moskova üzerindeki Alman tehdidi bertaraf edildi.

Normandiya Çıkarması (1944)

Almanlara karşı Avrupa cephesinde yalnız kalan SSCB savaşın ağır yükü altında ezildi- ği için Müttefiklerin yeni bir cephe açmalarını talep ediyordu. Ayrıca kesin zafere ulaşmak için Avrupa kıtasında Almanya’ya karşı yeni bir cephenin açılması gerekliydi.

Hava ve deniz kuvvetlerinin de kullanılabileceği Müttefik ordularının lojistik ikmaline en uygun yer olması ve Paris’e en kısa ve en güvenli şekilde ulaşılabilecek bölge olması bakımından kara çıkarması yapmaya en uygun yer Fransa’nın kuzey ucunda yer alan Normandiya’ydı.

Normandiya, yaklaşık bir milyonluk Müttefik ordularının üç yüz bin civarındaki Alman ordularına bü- yük bir darbe vurduğu cephe oldu. Kısa sürede Fransa ve tüm Avrupa, Alman işgalinden kurtarıldı ve Almanya teslim olmak zorunda bırakıldı.

II. Dünya Savaşı kronolojik olarak önce Afrika’da, ardından Almanya’nın düşüşüyle Avrupa’da, son olarak da Japonya’nın teslimiyeti neticesinde Asya’da sona erdi. Savaşın son döneminde toplanan Müttefik Devletler tarafından düzenlenen Yalta, San Francisco ve Potsdam Konferansları (1945) barışın tesisi için atılan en önemli adımlar oldu. Bu konferanslar savaş sonrası dünyayı şekillendirdi.

Yalta Konferansı (4-11 Şubat 1945)

Roosevelt, Stalin ve Churchill savaş sonunda aralarındaki iş birliğini geliştirmek ve dünyanın geleceğini planlamak amacıyla 4-11 Şubat 1945’te Yalta’da (Kırım, SSCB) bir araya geldi. Konferansta yapılan görüşmelerde;

• Almanya için dört ayrı müttefik işgal bölgesi oluşturulmasına,
• Almanya’nın askerî ve endüstriyel kapasitesinin yok edilmesine,
• Savaş suçlularının yargılanmasına,
• Polonya’da özgür bir seçim yapılmasına,
• Boğazlar konusunda Sovyet Rusya lehine değişikliklerin yapılmasına,
• Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine üye olanların veto hakkının kabul edilmesine,
• 1 Mart 1945’e kadar Mihver’e savaş ilan edenlerin Birleşmiş Milletlere kabul edilmesine karar verildi.

Yalta Konferansı “Büyük İttifak”ın sonu oldu. İş birliği devresi son buldu, rekabet ve mücadele dönemi başladı.

San Francisco Konferansı (25 Nisan-26 Haziran 1945)

II. Dünya Savaşı’ndan sonra Birleşmiş Milletlerin kurulmasını sağlamak amacıyla Mihver Devletler’e savaş açan ülkeler ABD liderliğinde San Francisco’da 25 Nisan 1945’te toplandı. Konferansta yapılan görüşmelerde;

• Genel Kurulun işleyişinde devletlerin eşitliği kabul edilirken Güvenlik Konseyinde 5 büyük devletin (ABD, SSCB, İngiltere, Fransa ve Çin) üyeliklerinin daimi olmasına,
• Daimi üyelere veto hakkı verilmesine karar verildi.

Konferansa katılan 50 ülkenin BM anlaşmasını imzalaması ile konferans sona erdi.

Potsdam Konferansı (17 Temmuz-2 Ağustos 1945)

Almanya’nın savaştan çekilmesi üzerine yaşanan sorunları görüşmek ve barış düzenini oluşturmak amacıyla 17 Temmuz-2 Ağustos 1945 tarihleri arasında Berlin yakınlarında Potsdam’da bir konferans düzenlendi. Konferansta SSCB’yi iktidarda olan Stalin; İngiltere’yi birinci yarıda Winston Churchill, Churchill’in seçimleri kaybetmesi üzerine ikinci yarıda Clement Attle (Kılemınt Etli); ABD’yi Roosevelt’in 12 Nisan 1945’te ölümü üzerine yardımcısı Harry S. Truman (Heri Es Trumın) temsil etti. Konferansta yapılan görüşmelerde;

• Almanya’nın dört işgal bölgesine ayrılarak ABD, İngiltere, Fransa ve SSCB yönetimlerine bırakılmasına,
• Almanya’ya ekonomik ve askerî alanda sınırlamalar getirilmesine,
• Mütttefiklerin elinde olan bütün Nazi liderlerinin Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesinde yargılanmasına,
• Avusturya’nın dört işgal bölgesine ayrılmasına,
• İtalya ile yapılacak barışa öncelik verilmesine ve barış hükümlerinin mümkün olduğunca yumuşak tutulmasına,
• Fransa’nın Alsace-Lorraine’i, Çekoslovakya’nın Südet bölgesini geri almasına karar verildi.

Atom Bombaları ve Etkileri

Otto Hahn (Otto Han) tarafından son aşamasına getirilen atom bombası (Görsel 2.10, 2.11), ABD’de Manhattan (Menhettın) Projesi ile tamamlanarak New Meksiko’da (Niv Meksiko) yapılan başarılı deneme- lerin ardından kullanıma hazır hâle getirildi. Pasifik Okyanusu’nun batısında yer alan Tinian Hava Üs- sü’nden kalkan Enola Gay (Enola Gey) adlı B-29 bombardıman uçağının taşıdığı Little Boy [Lidıl Boy (Küçük Oğlan)] olarak adlandırılan atom bombası, 6 Ağustos 1945’te Hiroşima şehrine atıldı. Uran- yum içerikli atom bombası, yaklaşık üç bin derece ısı meydana getirdi ve 240 bin civarında masum insanın ölümüne neden oldu. Aynı şekilde 9 Ağustos 1945’te Nagazaki şehrine atılan plütonyum içerikli atom bombası Fat Man [Fet Men (Şişman Adam)] ile aynı felaket yine yaşandı ve yaklaşık 80 bin masum insan daha öldü. Oysa İngiltere’de savaş boyunca ölen insan sayısı yaklaşık 60 bindi.

Japonya’ya atılan atom bombalarının etkileri:

• Bomba iki kilometrelik alandaki her şeyi yok etti.
• Bomba düştükten sonra 1 milyon derecelik 200 metre çaplı bir ateş topu yaydı. Beş kilometrelik çapa sahip bir alana ölümcül etki yaptı.
• Japonya’nın savaş direnci kırıldı.
• Atıldığı bölgede ve yakın yerlerde sonraki yıllarda engelli doğum oranları aşırı bir şekilde arttı. Ayrıca saç dökülmesi, kansızlık, kısırlık gibi hastalıkların yanında pek çok çeşit kanser hastalığı da ortaya çıktı.

Atom Bombası

(…) Gözlerimi açtığım zaman yüzüm fena hâlde acıyordu. Kollarım ve ellerim ağrıyordu. Bir- denbire yüzüm şişmeye ve siyahlaşan derisi sıyrılıp dökülmeye başladı. Kollarım ve ellerim de aynı vaziyetteydi. Üzerimdeki bluz ve eteklik, iç çamaşırlarımla birlikte eriyip yok olmuştu. Bu hâlde oluşumdan utanç duymuyordum, zira etrafımdakiler de aynı durumdaydı.

(…) Birkaç saniye içinde caddelerde, sokaklarda veya şurada burada olan binlerce insan; kadın, erkek, çocuk, bebek, yaşlı kızgın alevlerde dağlandı. Binlerce insan o anda can verdi, eridi, diğerleri tahammül edilemez yanıklar alarak devrildikleri topraklar üzerinde kaderlerine terk edildi. Trenler, otomobiller yerlerinden sökülüp sağa sola savruldu. Binalar, fabrikalar yığın hâline geldi. Atlar, köpekler, insanlar aynı azapla kıvranıyordu. Bitkiler, ağaçlar, çayırlar kavrulmuştu. İnfilak merkezinden beş kilometre uzaklıktaki bütün bölgede tek bir canlı kalmamıştı. Binaların tuğlaları, çelik kirişler müthiş girdapla birlikte savrulmuş, evlerdeki insanlar da ölüme sürüklen- mişti. Öldürücü gama ışınlarına maruz kalanlar, rastlantı eseri kurtuldukları ilk faciadan yirmi otuz gün sonra öldüler. Beton sığınaklar veya taştan evler arasında bulunanlar bombanın radyoaktif tesirlerinden kurtulabildikleri hâlde, infilak basıncıyla can verdiler.

L. P. Dabağyan, Pearl Harbor’dan Hiroşima’ya, s. 158, 312