İslamiyet öncesi Türk Devletleri ‘nde ilk alfabe Orhon (Göktürk) alfabesidir.
İkinci alfabe Uygur alfabesidir.
Bu iki alfabe milli alfabedir.
– Aprin Çor Tegin (ilk şair)
– Çuçu,
– Ki-ki
– Kül Tarkan
V. yüzyıla ait olduğu düşünülen yazıtlar Kırgızlara aittir.
En eski Türk yazıtlarıdır.
Yazıtların çoğu mezar taşlarıdır.
Göktürk harfleriyle yazılmıştır.
adına dikilmiştir.
Yollug Tigin tarafından yazılmıştır.
Göktürklerin ilk kağanı Bumin’in oğlu Mahan Tigin’in (553-572) mezar taşıdır.
Taşın üç tarafı Soğd dilinde yazılmış olup, dördüncü yüzü Sanskrit ve Brahman dillerindedir.
Moyen Çor Kağan’a ait olduğu düşünülmektedir.
Uygurlara ait olan bu yazıtlarda Maniheizm’den de söz edilmektedir.
Üzerinde Türkçe, Çince ve Soğdca yazılar bulunmaktadır.
Sekiz Yükmek,
Kalyanam Kara Papam Kara,
Altın Yaruk
Basık: İlahî.
Bengü: Hatıra taşı.
Elig: Yönetici.
Erlik: Yer altı tanrısı.
İduk: Kutsal.
Kög: Şarkı, ilahi
Köni: Doğru, düzgün, adalet.
Orun: Mevki, makam.
Ögdir: Övgü, methiye.
Savga: Kağanlıkça alınan vergi,
Stupa: Kubbe.
Şad: Hükümdar adayı yönetici.
Tegin: Veliaht yönetici.
Tös: Ata heykelciği.
Tüzlük: Eşitlik.
Yış: Orman.
Ir –şarkı
Küg- melodi
Balık-Şehir
Kalıng – Başlık parası
Yumuş – Çeyiz
Törün – Düğün yemeği
Kımız – At sütü
Börk – Başlık
Nevruz – Yenigün
Evdeş – Eş
İlk Türk şairi: Aprınçur Tigin ve Kaşgarlı Mahmut’un bahsettiği Bozkırlı Türk şairi Çu-çu
Orta Asya’da Türkler siyasi, sosyal ve ekonomik faaliyetleri bir düzene koymak amacıyla her yıla bir hayvan adının verildiği 12 Hayvanlı Türk Takvimi’ni hazırlamışlardır.
Türkleri kendilerine özgü bir takvim hazırlamaları astronomiyle ilgili çalışmaların yapıldığının göstergesidir.
Güneş yılı esaslıdır,
Her aya bir hayvan ismi verilmiştir,
Orta Asya Türk sanatı da bozkır kültürü etrafında şekillenmiş, hayvancılığa önem veren yarı göçebe yaşam tarzının etkisiyle, hareketli av sahneleri ve hayvan motiflerinin ağırlıklı olarak işlendiği hayvan üslubu ortaya çıkmıştır.
Sanatta hayvan üslubunun ön plana çıkması yaşam tarzının sanata etkisine örnek olarak gösterilebilir.
Uygurlara kadar olan dönemde yarı göçebe yaşam tarzından dolayı daha çok taşınabilir sanat ürünleri ortaya çıkmıştır. Ancak Uygurlardan itibaren yerleşik kültürün etkisiyle şehir mimarisi ve tapınak yapımı göze çarpmaktadır.
Türk-İslam mimarisinde göze çarpan kubbeli yapılar ve köşeli üçgenlerin (Türk üçgeni) esin kaynağı Orta Asya Türk çadır sanatıdır.
Heykelcilik: Türk sanatında ilk heykel örnekleri balballar olarak kabul edilmektedir. Hayvan üslubunun etkileri heykel sanatında oldukça belirgindir.
Resim ve Minyatür: Uygurlar dünyada minyatür sanatının öncüsü olarak kabul edilmektedir Ayrıca Uygurlardan günümüze çok sayıda fresk (duvar resmi) ulaşmıştır. Göktürklerde ise petroglif denilen kaya resimleri göze çarpmaktadır.
Dokumacılık: Halı Türklerin dünya medeniyetine bir katkısıdır. Altaylarda Pazırık Kurganı’nda bulunan halı dünyanın en eski halısıdır. Pazırık Halısı olarak bilinen bu halıda hareketli av motifleri işlenmiştir. Ayrıca yarı göçebe yaşam tarzının etkisiyle çadır dokumacılığı da oldukça gelişmiştir.
Maden İşlemeciliği: Türkler madencilikte özellikle de demircilikte ileri gitmişlerdir. Kazakistan’ın eski başkenti Alma Ata yakınlarında Esik kurganından çıkarılan “Altın Elbiseli Adam” Türk maden sanatının ne kadar geliştiğini gösterir. (Hun Dönemi)
Müzik: Orta Asya Türkleri müziğe de önem vermişler “kopuz” adı verilen sazla dinsel içerikli müzikler çalmışlardır.
Orta Oyunu: Uygurlarda tiyatro benzeri gösteriler yapılmıştır.
Vitray: Renkli cam parçalarının birleştirilmesiyle oluşan bu sanat dalı Uygurlarda görülür.