Meclisin kapanmasından sonra yetkilerin tamamını kendi elinde toplayan II. Abdülhamit baskı ve sansüre dayalı bir yönetim sergilemiştir. II. Abdülhamit yönetim merkezini Bâb-ı Ali’den Yıldız Sarayı’na taşımış böylece sadrazamın etkisini de azaltmıştır. Geniş bir hafiye örgütü de (jurnal) kuran II. Abdülhamit meşrutiyet taraftarlarını tespit ettirerek sürgüne göndermiştir.
1881 yılında Muharrem Kararnamesi ile Osmanlı Devleti dış borçlarını ödeyemeyeceğini açıklamış bunun üzerine alacaklı devletlerin baskısı ile Dûyun-u Umumiye İdaresi (Genel Borçlar idaresi) kurulmuştur. Bu idarenin kurulması ile Osmanlı maliyesi bağımsızlığını yitirmiştir.
Reval Görüşmeleri (1908)
1908 yılında Estonya’nın başkenti Reval’de (Tallin) Rusya ile bir araya gelen İngiltere Rusya’yı Osmanlı’nın parçalanması konusunda serbest bırakmıştır.
İttihat ve Terakki Cemiyeti İstibdat döneminde özgürlükçü fikirlere sahip bazı gizli örgütlerin birleşmesiyle ortaya çıkmıştır. İstibdat yönetimini sonlandırarak Meşruti idarenin yeniden kurulması için mücadele etmişlerdir.
Cemiyet, daha çok ordu mensupları arasında taraftar bulduğu için kısa sürede güçlenmiştir. 1908 yılında Meşrutiyet’in yeniden ilan edilmesini sağlayan İttihat ve Terakki Cemiyeti partileşerek kısa kesintilerle 1918’e kadar devlet yönetimine hâkim olmuştur.
Uyruklarına hiçbir hak ve özgürlük tanımayan sınırsız monarşi, despotluk, despotizm.
II. Meşrutiyet’in ilan edilmesinde;
gibi nedenler etkili olmuştur.
1908 yılında İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne mensup bazı genç subaylar (Enver Bey, Niyazi Bey) Reval Görüşmeleri’ne karşı yeterli önlemin alınmadığını gerekçe göstererek Makedonya’da ayaklanmışlardır. Ayaklanmanın Balkan uluslarına sıçramasından endişelenen II. Abdülhamit Meşrutiyet’i yeniden ilan etmek zorunda kalmıştır.
II. Meşrutiyet’in ilanı sırasında yaşanan karışıklıklar nedeniyle;