LONDRA KONFERANSI, BAB-I ALİ BASKINI VE LONDRA ANTLAŞMASI

LONDRA KONFERANSI (16 Aralık 1912-9 Haziran 1913)

Osmanlı’nın kısa süre içinde beklenmedik bir yenilgi almasıyla amaçlarına ulaştıklarını düşünen büyük devletler mevcut durumun daha fazla değişmesini engellemek için araya girmişler ve Londra Konferansı’nı düzenlemişlerdir.

-Bab-ı Ali Baskını (23 Ocak 1913)

Londra Konferansı başladığı sırada İttihat ve Terakki Partisi üyeleri Edirne ve Kırklareli’nin kaybedilmesini bahane ederek bir hükûmet darbesi düzenlemişler ve yönetimi tamamen ele geçirmişlerdir. Baskın şeklinde gerçekleşen darbeyle İttihatçılar Harbiye Nazırı Nazım Paşa’yı öldürmüşler Kâmil Paşa’yı sadrazamlıktan istifa ettirerek Mahmut Şevket Paşa’yı sadrazamlığa getirmişlerdir.

  Başlangıçta özgürlükler adına II. Abdülhamit’in istibdat yönetimine karşı mücadele eden İttihatçılar Bab-ı Ali Baskını’nı gerçekleştirerek demokrasiye büyük bir darbe indirmişlerdir.

  • Bab-ı Ali Baskını ile yönetimde I. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar (1918) sürecek olan İttihat ve Terakki diktatörlüğü başlamıştır.
  • Bab-ı Ali Baskını’nda padişah değişikliği olmamıştır.

Londra Antlaşması (30 Mayıs 1913)

Londra Konferansı’nın sonucunda Balkan Devletleri ile Osmanlı Devleti arasında Londra Antlaşması imzalanmıştır. Buna göre:

1) Edirne, Kırklareli, Dedeağaç ve Trakya’nın diğer bölgeleri tamamen Bulgaristan’a bırakılmıştır. 

2) Osmanlı Devleti Midye- Enez Hattının batısındaki bütün topraklarını Balkan Devletlerine devretmiştir.

3) Osmanlı Devleti Girit üzerindeki bütün haklarından vazgeçmiştir.

4) Arnavutluk bağımsız bir devlet olacak ancak sınırlarının belirlenmesi işini daha sonra büyük devletler yapacaktır.

 Arnavutluk’un da bağımsızlığını kazanmasıyla Osmanlıcılık görüşü tamamen iflas etmiştir. Ayrıca Osmanlı Devleti’nden ayrılan son Balkan ulusu Arnavutlardır.

5) Ege Adalarının geleceğini büyük devletlerin daha sonra vereceği karar belirleyecektir.

 Ege Adalarının hukuki durumundaki belirsizlik Lozan Barış Konferansı’na kadar sürmüş Lozan Antlaşması ile adalar hukuken Yunanistan’a geçmiştir.

  • Görüldüğü gibi büyük devletler Osmanlı kaybettiği için daha önce almış oldukları savaşın sonucu ne olursa olsun mevcut durumun değişmeyeceği kararını görmezden gelmişlerdir.