Montrö Boğazlar Sözleşmesi (20 Temmuz 1936)

Boğazlar, hiç şüphe yok ki Türkiye açısından hayatî öneme sahip bir bölgedir. Ancak Lozan’da imzalanan Boğazlar Sözleşmesi, Boğazlar konusunda Türkiye’yi tam yetkili kılmamıştır. Bu durum, Türkiye’nin bağımsızlık anlayışına ters düştüğü gibi Misak-ı Millî kararlarına da ters bir durum yaratmıştır. Çünkü bu sözleşme ile hem Boğazlar asker ve silahtan arındırılmış, hem de Boğazlardan geçişleri kontrol etmek ve geçişlerle ilgili olarak Milletler Cemiyeti’ne bilgi vermekle yükümlü bir Boğazlar Komisyonu kurulmuştu. Gerçi Türkiye’ye karşı ortaya çıkabilecek bir tehlike durumunda, Boğazların kullanımı ile ilgili olarak Milletler Cemiyeti ve özellikle İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya ve Türkiye’ye garanti vermişti. Ancak bu yetersizdi.

1923’de Lozan’da Türkiye’nin Boğazlar konusundaki bu çözüme razı olmasına rağmen, 1923’deki ortam devam ettirilememiştir. Milletler Cemiyeti güvenlik sisteminin dünyanın çeşitli bölgelerinde tam olarak uygulanamaması, İtalya ile Almanya’nın dünya barışını tehdit edecek ölçüde bir yayılmacı politika uygulamaya başlamaları, silahtan arındırılmış olan Boğazların geleceği ve güvenliği konusunda Türkiye’yi endişelendirmeye başlamıştır. İtalya’nın Habeşistan’a saldırması üzerine 1936’da Türkiye-İngiltere-Yunanistan-Yugoslavya arasında Akdeniz Paktı adıyla bir antlaşma imzalanmıştır.1936 Montrö Boğazlar Konferansı’nda bu yakınlaşmanın bir sonucu olarak İngiltere, Türkiye’yi desteklemiştir.

Türkiye 1936’da “Şartlar Değişmiştir” ilkesinden hareket ederek, 1923 Lozan Boğazlar Sözleşmesini imzalayan devletlere birer nota göndererek, mevcut sözleşmenin değiştirilmesini istemiştir. Lozan Boğazlar Sözleşmesine imza koyan diğer devletlerin de Türkiye’nin bu isteğine sıcak bakmaları üzerine, İsviçre’nin Montrö şehrinde bu amaçla bir konferans düzenlenmiştir. Görüşmeler sonucunda 20 Temmuz 1936’da Türkiye, İngiltere, Fransa, Sovyetler Birliği, Japonya, Romanya, Bulgaristan, Yunanistan ve Yugoslavya arasında Montrö Boğazlar Sözleşmesi imzalandı.

Bu sözleşme ile Boğazlar Komisyonu kaldırılmış, Türkiye’ye Boğazlarda asker ve silah bulundurma hakkı tanınmıştır. Böylece Boğazlar konusunda Türkiye’nin kısıtlanmış olan hakları iade edilmiştir. Milletler Cemiyeti’nin yetersiz garantisi yerine, Türkiye’nin kendi gücüne dayanarak, Boğazlarda kendi savunmasını yapması imkânı sağlanmıştır. Ayrıca bu sözleşme ile Boğazlardan geçiş ve seyrüsefer işi, Türkiye’nin ve Karadeniz’de kıyısı olan devletlerin güvenliği sağlanacak şekilde düzenlenmiştir. Karadeniz’e kıyısı olmayan devletlerin Karadeniz’e geçebilecek gemilerinin büyüklüğü, cinsi ve tonajı sınırlandırılırmıştır. Karadeniz’de kıyısı olan devletlerin savaş gemilerinin geçişi açısından oldukça serbestlik sağlanmıştır.

Yapılan Antlaşma gereği:

  • Boğazlar komisyonu kaldırılmış, boğazlarla ilgili egemenlik hakları Türk Hükûmeti’ne verilmiştir.
  • Boğazların güvenliği ve korunmasını Türk askeri yapacaktır.
  • Yabancı ticaret gemileri serbestçe geçecek, savaş gemilerine geçiş sınırlandırılacak.

Sözleşmenin imzalandığı günün gecesi Türk askeri boğazlar bölgesine girmiştir.

Montrö Sözleşmesinin Sonuçları:

a)   Boğazlarla ilgili Misakımillî gerçekleşmiştir.

b)   Türkiye’nin stratejik önemi artmıştır.

c)    Doğu Akdeniz’deki güvenliğimiz ve durumumuz güçlenmiştir.