Eylül 1922 ortalarına gelindiğinde Tüm Batı Anadolu Yunan işgalinden kurtarılmış, sıra hala Yunan işgali altında bulunan Doğu Trakya ile İtilaf Devletleri’nin kontrolünde bulunan İstanbul’un kurtarılmasına gelmiştir. TBMM orduları bu amaçla Çanakkale’ye ilerlemeye başlamışlardır. Türk ordusunun ilerleyişi karşısında İngilizler bir yandan Çanakkale Boğazındaki kuvvetlerini arttırırken, bir yandan da müttefiklerinden yardım istemişlerdir. Ancak Yeni Zelanda yardım çağrısına olumlu cevap vermiş, Fransa ve İtalya kesinlikle yardım veremeyeceğini bildirmiştir.
Mütareke görüşmelerinin nerede ve ne zaman yapılacağı konusunun yoğun olarak tartışıldığı günlerde, Türk birlikleri tarafsız bölgeye girmişler ve Çanakkale yakınlarındaki Erenköy’ü işgal etmişlerdir. Türk-İngiliz kuvvetlerinin karşı karşıya geldikleri günlerde İngiliz General Harrington Londra’dan aldığı talimata rağmen, askerlerine ateş emri vermemiş ve Türk birlikleri Çanakkale’ye saldırmadıkça herhangi bir çatışmaya girmemeyi istememiştir. Aynı günlerde Fransız temsilcisi Franklin Boullin, ile de bir görüşme yapan M. Kemal, askeri harekatın durdurulmasını kabul etmiştir. Nihayet ateşkes görüşmelerinin 3 Ekim 1922’de Mudanya’da başlaması taraflarca kabul edilmiştir.
Görüşmelerde TBMM hükümeti Batı Cephesi komutanı İsmet Paşa tarafından temsil edilirken, Fevzi Paşa ve Refet Paşa da görüşmeler boyunca Mudanya’da kalmıştır. İngiltere General Harrington, Fransa General Charpy, ve İtalya da General Monbelli tarafından temsil edilmiştir. Görüşmelerde doğrudan ilişkili olan Yunanistan ise, General Mazarakis ile Albay Sarıyanis’i görevlendirmesine rağmen, Yunan delegeler görüşmelere doğrudan katılmamışlar, bir gemiden izlemekle yetinmişlerdir. 11 Ekim 1922 günü uzlaşmayla sonuçlanan Mudanya Mütarekesinin önemli maddeleri şunlardır:
15 Ekimde yürürlüğe giren mütarekede kararlaştırılan Doğu Trakya’nın teslimi işini Türk tarafı adına yürütmekle, Doğu Trakya valiliğine atanan Refet Paşa görevlendirilmiştir.
Mudanya Mütarekesi’nin Önemi
Mütareke Türk Milli Mücadele hareketinin silahlı mücadele kısmının, Türk’ün zaferiyle sonuçlandığının yazılı belgesidir. Mudanya Mütarekesiyle Doğu Trakya silahlı mücadeleye gerek kalmadan diplomasi yoluyla Türkiye’ye kazandırılmış, Türklerin Avrupa’dan atılması gayesi boşa çıkarılmıştır. Bu mütareke ile İngiliz Başkanı Lloyd George’un Yakındoğu politikası iflas ettiği gibi, siyasi hayatı da sona ermiştir. Lloyd George’un politika alanından silinmesi, Ortadoğu’da barışın kurulması ümidini kuvvetlendirmiştir. Yunanistan’da da Anadolu macerasından sorumlu altı devlet adamı idam edilmiştir. Mudanya Mütarekesi ile Boğazlar ve İstanbul’da Türk egemenliği tamamen kurulamamıştır. Gerek Boğazlar üzerinde kontrolün sağlanamamış olması, gerekse Trakya’ya ordu geçirilememesi barış konferansı öncesinde Türk hükümetinin pazarlık gücünü sınırlandırmıştır. Bu da Mütarekenin zayıf halkası olarak görülebilir.