İlk Osmanlı ordusu Orhan Bey zamanında yaya ve atlı (müsellem) olarak kuruldu. Bu ordu tamamen Türk gençlerinden oluşmaktaydı.
I.Murat döneminde Kapıkulu denilen bir askeri teşkilat kuruldu.
A- Kapıkulu Askerleri : I. Murat Zamanında Kuruldu.
* Devşirme Sistemi ile seçilirlerdi.
* Merkezde otururlardı.
* Üç ayda bir ulufe adında maaş alırlardı.
* Askerlikten başka bir işle uğraşmaz ve evlenmezlerdi.
*Atlı (Süvari) ve yaya birliklerden meydana gelirlerdi.
*Hükümdar tahta çıktığında Cülus Bahşişi alırlardı.
*Candarlı Halil Hayrettin paşa’nın teşvikiyle kuruldu.
Kapıkulu Askerleri yaya (piyade) ve atlı (Süvari) Fermank üzere ikiye ayrılıyordu.
I. Murat zamanında Candarlı Kara Halil ve Karahanlı Rüstem Paşanın çalışmaları sonucu Gelibolu’da kurulmuştur. (1363)
Devşirme Sitemi ile alınan çocuklar burada eğitilir yetişen gençler diğer ocaklara gönderilirdi.
Pencik Kanunu: Fetihlerin arınası sonucunda asker ihtiyacı ortaya çıkması sonucu 1363 tarihinde çıkarılan bir kanundur. Pencik adı verilen bu kanunla savaş esirlerinden yararlanma yoluna gidildi.
Kanuna göre, savaşlarda alınan esirlerin beşte biri vergi karşılığında devletin olacaktı. Bu esirler belli bir süre eğitimden sonra Yeniçeri Ocağına alınacaktı. Bu kanunun sakıncaları görülünce bu esirler Türk ailelerin yanına verilmesi kararlaştırıldı.
Ancak, Ankara Savaşı sonrası fetihlerin durması ve iç karışıklıklar nedeniyle esir elde edilememesi sonucunda Devşirme Kanunu çıkarıldı.
Devşirme Kanunu ile daha önce Türk-İslam Devletlerinde olduğu gibi Hıristiyan ailelerin erkek çocuklarından biri alınma yoluna gidildi. Yalnız tek çocuklu ailelerin çocukları alınmazdı. Alınan bu çocuklar Müslüman-Türk geleneklerine göre yetiştirilirdi. Devşirme yapılacak bölgede öncelikle gönüllü olanların çocukları alınırdı. Çünkü yeniçeri olabilmek ve devlette yüksek makamlara gelebilmek için bu bir fırsattı. Devşirme işlerinden birinci derecede sorumlusu Yeniçeri Ağası’dır.
Bedergah (Kapıya Çıkına) : Yeniçeri Ocağı’na geçme için kullanılan terim
Düzen akçesi: Acemi Oğlanların Yeniçeri Ocağına yeni kaydedilmiş olanlara 2 Şer Altın verilmesine denir
I. Murat zamanında ilk olarak Edirne’de kuruldu. (1363) Buraya asker acemi ocağından sağlanıyordu. Hükümdara bağlı olup yayadır.
Üç ayda bir maaş alırlardı. Buna ulufe denir. Ayrıca Cülus Bahşişi ve Sefer Bahşişi de alırlardı.
Yeniçeri Ocağının en büyük komutanına Yeniçeri Ağası denir.
Yeniçerilerin silahlarını yapımı ve onarımı ve korunması ile görevli bir ocak.
Topları dökmek ve toplar için gerekli malzemeleri sağlamak ve savaşta topları kullanmakla görevlidirler. Başlarındaki komutana Cebeci Başı denir.
Osmanlı Ordusunda ilk top I. Murat döneminde I. Kosova Savaşında kullanıldı. (1389)
Bunlar;
Sipahi; Savaşta padişahı korumakla görevli idiler.
Silahtar; Savaşta padişahı korumakla görevli idiler
Osmanlı Devletinde, devlete ait bir toprağın senelik gelirine göre bölümlere ayrılıp askerlere verilmesi sistemine Tımar Sistemi adı verilir. Bu sistem ilk olarak I. Murat zamanında uygulanmaya başladı.
Tımar Sistemine göre sipahilere dirlik (Bir bölgenin geliri) verilir. Buna karşılık dirlik sahibi de savaş zamanlarında devlete asker temin ederdi.
Eşkinci; Askerlik yapmakla görevli sipahiye denir.
Beylerbeyi; Eyaletin en yüksek komutanına verilen unvan. Emrinde, Sancakbeyleri, subaşılar, alaybeyleri vardı. Sefer sırasında eyalet askerleri eyalet bayrağı altında toplanırdı.
Devlete ait bir toprağın senelik gelirine göre bölümlere ayrılıp askerlere verilmesine denir. Dirlik adı verilen bölümler gelirlerine göre 3’e ayrılır.
Osmanlı Devleti bu sistemle her an savaşa hazır askerlere sahip oluyor hem de ülke güvenliğini sağlamış oluyordu. Ayrıca devlet vergileri kaynağında toplamış oluyordu. Tımar sahipleri hem bulundukları yeri yönetiyor, hem de asker besliyorlardı. Bir nevi bu askerler bugünkü anlamda jandarmalık görevini yürütüyorlardı.
Has ve Zeamet ilgili kişilere, görevde kaldıkları sürece tahsis edilir. Görevleri sona erdiğinde ellerinden alınırdı.
Tımar ise sahibi kanunlara aykırı davranmadığı sürece elinde kalır. Miras bırakabilirdi. Sipahiler dirliklerin yönetimin-den sorumlu idiler. Bu nedenle bunlara Sahip-i Arz denir. Sahip-i Arz toprağın mülkiyetine sahip Fermanyıp, sadece vergisini toplama hakkına sahiptir.
Devlet otoritesi bu sayede ülke geneline yayılıyordu
Azap; bekâr anlamına gelmektedir. Anadolu’dan
toplanan Türk gençlerinden oluşur. Hafif yaya askerlerdir.
Sınır güvenliğini sağlamak amacıyla kurulan atlı askeri birliklerdir
Osmanlılarda denizcilik faaliyetleri Karesi oğulları Beyliğinin Osmanlı Devletine Katılması ile başlamıştır. (1345)
İlk denizcilik faaliyetleri 1350’lerde Marmara Aydıncık üssünün kurulması ile başladı.
İlk tersane Yıldırım Beyazıt döneminde Gelibolu’da Saruca Paşa tarafından yapıldı. (1390)
Kurulu Döneminde Saruhan, Aydın ve Menteşe Oğulları tersanelerinden faydalanılmıştır.
İlk deniz savaşı, Marmara denizinde Venediklilere karşı yapıldı. Çalı Bey komutasında yapılan bu savaşı Osmanlılar kaybetti. ( Çelebi Mehmet zamanı)
II. Murat zamanındada Donanma gelişme göstermiştir.