I.Dünya Savaşı yıllarında İtilaf Devletleri Osmanlı topraklarının paylaşımı konusunda aralarında bir takım gizli antlaşmalar yapmışlardı. Mondros Mütarekesi’nden sonra İtilaf Devletleri bir yanda gizli antlaşmalar doğrultusunda işgallerini sürdürürken, bir yandan da dünyayı yeniden şekillendirmek üzere aralarında müzakereler düzenlemişlerdir.Bu görüşmelerden ilki 18 Ocak 1919’da yapılan Paris Barış Konferansıdır.Bu konferansın gerçek yönlendiricileri A.B.D.,İngiltere,Fransa ve İtalya’dır.Gerek Osmanlı topraklarını şekillendirme,gerekse gizli paylaşım projeleri üzerinde önceden aralarında görüş birliği oluşturulmuş olan dört büyükler,savaştan sonra ortaya çıkan yeni durumlar yüzünden anlaşmazlığa düşmüşlerdir.Anlaşmazlık daha ziyade I. Dünya Savaşı dışında kalan Rusya’ya İstanbul Antlaşmasıyla verilen topraklarının geleceğinin belirlenmesi, İzmir’e çıkarılması kararlaştırılmış olan İtalyanların yerine,Yunanlıların çıkarılmasının daha uygun görülmesi ve Wilson’un ortaya attığı prensipler doğrultusunda hareket edilmesi halinde Türk topraklarının paylaşılması değil,Türk sınırlarının milliyet esasına göre yeniden belirlenmesi gerektiği konularından çıkmıştır.Bu görüş ayrılıkları yüzünden ABD görüşmelerden çekilmiştir.
Osmanlı Devleti ile yapılacak barış şartlarının belirlenmesi konusunda Paris Barış Görüşmeleri’nden sonuç alınamaması İngilizleri İtilaf Devletlerini konuyu görüşmek üzere Londra’da yeniden bir araya getirmeye itmiştir. 12 Şubat 1920’de yapılan görüşmelerden de olumlu bir sonuç alınamamıştır.18 Nisan 1920’de San Remo’da bir araya gelme kararı alan İtilaf Devletleri ,burada Osmanlı Devletine kabul ettirecekleri Sevr antlaşmasının esaslarını belirlemişlerdir.Bu kararları Türk tarafına bildirmek üzere İtilaf Devletleri,Türk Barış Heyetini 22 Nisan’da Fransa’ya davet etmişlerdir.Ankara Hükümeti bu görüşmelere delege olarak ancak Tevfik Paşa’nın gitmesini kabul ettiğinden, Tevfik Paşa bu şartların bağımsız bir tarafından kabul edilemeyeceğini İstanbul’a bildirmiştir.Böylece Tevfik Paşa başkanlığındaki heyet bir şey yapamadan geri dönmüştür.Daha sonra Damat Ferit Paşa,heyet başkanı olarak kendisi Fransa’ya gidip,İngiltere ve ortakları nezdinde barış şartlarını hafifletmeye çalışmışsa da bir sonuç alınamamıştır.İtilaf Devleri Türklere 27 Temmuz tarihine kadar süre tanırken, antlaşmanın imzalanması için baskı yapmak amacıyla da, Yunan kuvvetlerine batı Anadolu’da yeniden hareket emri vermişlerdir. Hükümet, İtilaf devletlerinin barış şartlarında değişiklik yapmayacağını anlayınca, 20 Temmuz’da antlaşmanın imzalanması yönünde tavsiye kararı almıştır. 10 Ağustos 1921’de galip devletlerin şartlarını belirlediği Sevr Antlaşması Osmanlı Devletince imza edilmiştir. Böylece Osmanlı toprakları kağıt üzerinde paylaşılmıştır.
Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşındaki yenilgisinden ötürü Sevr Antlaşmasıyla çok ağır bir biçimde cezalandırılmıştır. Bu anayasanın yürürlüğe girebilmesi için, Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nca da onaylanması gerekmekteydi. Oysa Millet Meclisi artık Ankara’da idi. Ve bu hükümet kendisinin kabul etmediği bu anlaşmanın, Türk Milleti tarafından da kabul edilmiş sayılmayacağını İtilaf Devletlerine bildirmişti. Damat Ferit Hükümeti bir süre Sevr Antlaşmasının şartlarını uygulamaya çalışmışsa da Misak-ı Milli parolasıyla hareket eden BMM hükümeti karşısında başarılı olamamıştır.TBMM 19 Ağustos 1920’de aldığı bir kararla bu antlaşmayı onaylayan tüm Osmanlı Devlet adamlarını vatan haini ilan etmiş ve vatandaşlık haklarından yoksun kılmıştır
Sevr anlaşmasının önemli bazı maddeleri şunlardır:
Yukarıda önemli bazı maddeleri verilen Sevr Antlaşması Osmanlı devletini yok sayarak topraklarının yağmalanmasını öngörmüş ve onu İtilaf Devletlerinin eline teslim etme gayesini gütmüş bir antlaşmadır. Bu antlaşmanın Osmanlı devletine kabul ettirilmesi Anadolu’daki Milli mücadele azmini kuvvetlendirmiştir.