31 MART OLAYI (13 NİSAN 1909)

II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Meşrutiyet’e karşı olan gruplar halkı isyana teşvik etmişler ve Meşrutiyet rejimine karşı İstanbul’da büyük bir isyan çıkmıştır.

31 Mart Olayı Türk tarihinde mevcut rejime karşı çıkan ilk isyandır.

-Gelişimi

İsyan önce İstanbul’da 4. Avcı taburunda başlamış ancak kısa sürede yayılmıştır. İsyanın bastırılamaması üzerine İttihat Terakki’nin Balkanlarda bir ordu hazırlamış ve bu orduya Hareket Ordusu adı verilmiştir. Mahmut Şevket Paşa komutasındaki Hareket Ordusu Selanik’ten gelerek kısa sürede isyanı bastırmıştır.

Hareket Ordusu’nun kurmay başkanı Mustafa Kemal’dir.

  • İsyanın ordu tarafından bastırılması ordunun yenilik yanlısı olduğunun göstergesidir.

        Sonuçları

  • Bu olayla alakası görünen II. Abdülhamit tahtan indirildi.  V. Mehmet Reşat tahta geçti.
  • İttihat ve Terakkinin etkinliği ve gücü artmıştır.
  • Kanunu Esaside (1909 değişikliği) bir takım değişikliklere gidilmiştir.

-Kanun-i Esasi’de 1909 Yılında Yapılan Değişiklikler

  •  Padişah Bakanlar Kurulu’nun sadece başkanını seçmekle yükümlüdür.
  •  Bakanlar Kurulu Mebuslar Meclisi’ne karşısına sorumludur (Padişahın yürütme yetkisi kısıtlandı).
  • Ekonomi, ticaret ve barış antlaşmaları, mebuslar meclisinin onayından sonra yürürlüğe girer.
  • Padişahın Meclisi feshetme yetkisi sınırlandırılmıştır(seçim şartına bağlı).
  • Toplanma, dernek ve parti kurma hakkı ve hürri­yetleri kabul edilmiştir.
  • Padişah, veto ettiği bir yasa tasarısı değişmeden yeniden mecliste kabul edilirse bu tasarıyı onaylamak zorundadır.
  • Mebuslar Meclisi ve Ayan Meclisi padişahtan izin almadan yasa önerme hakkına sahiptir.

Kanun-i Esasi 1909 yılında yapılan değişikliklerle demokratik hale getirilmiştir.

FİKİR AKIMLARI

XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin dağılmasını önlemek ve siyasal varlığını sürdürmek amacıyla bazı düşünce akımları ortaya çıkmıştır.

Osmanlıcılık

Osmanlıcılık fikri Tanzimat döneminin sonlarına doğru ilk defa Genç Osmanlılar adı verilen aydınlar tarafından ortaya atılmıştır. Osmanlıcılık fikrini savunan Genç Osmanlılar, devletin sınırları içerisinde yaşayan bireyler arasında dil, ırk ve din bakımından hiç bir ayrım gözetmeksizin aynı haklara sahip oldukları kabul edilirse, Osmanlı toplumu içinde bir kaynaşma ve dayanışma sağlanacağı düşüncesindeydiler. Ancak;

  • Azınlıkların bağımsız olmak istemeleri ve ulusçuluk akımının yaygınlaşması
  • Avrupalı devletlerin azınlıkları kışkırtmaları ve korumaları
  • Balkanlarda isyanların çıkması ve Anadolu’da Ermeni olayları
  • Balkan Savaşlarının yapılması
  • Osmanlıcılık düşüncesinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını göstermiştir.

İslâmcılık

İslâmcılık düşüncesiyle; imparatorluk içindeki Müslüman unsurlar arasında birlik ve beraberliği sağlamak ve imparatorluk dışındaki Müslümanların Halifelik kurumunun dini gücü etrafında birleştirilerek beraber hareket edilmesi amaçlanmıştır.

II. Abdülhamit, “İslâmcılık” düşüncesini, resmi bir politika olarak benimsemiştir. Birinci Dünya Savaşı’nda Arapların İngilizlerle birlikte hareket ederek Türk askerlerine saldırmaları, İslâmcılık görüşünün Osmanlı Devleti’nin bütünlüğünü korumada başarılı olamadığını göstermiştir.

Türk Birliği (Turancılık)

Türkçülük akımı, bir kültür hareketi olarak başlamış, ancak daha sonra siyasal bir karakter kazanmıştır. Turancılık düşüncesinin amacı, bütün Türkleri bir ülkede, bir yönetim ve bayrak altında toplamaktı. Turancılık, İttihat ve Terakki Partisi’nin programında yer almış, devlet yönetimine yansıtılmıştır. Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’nda yenilmesi, Turancılık hareketini zayıflatmıştır.

Batıcılık

Batıcılık, II. Meşrutiyet döneminde bir düşünce akımı haline geldi. Bu görüş, devletin Batılılaşmasıyla kurtulabileceğini ve bunun için çeşitli alanlarda ıslahatlar yapılması gerektiğini savunmuştur.

Adem-i Merkeziyetçilik

Merkezin sahip olduğu yetkilerin yerel yönetimlere devredilmesini isteyen Prens Sabahattin tarafından gündeme getirilmiştir.