Yunanlıların 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’i işgali üzerine çatışmalar başlamıştır. Türk Milletinin geleceği için en önemli muharebeler Bati Cephesi’nde gerçekleştirilmiştir. Düzenli ordunun kurulması bu cephe ile birlikte başlamıştır.
Yunanlıların saldırısı sonucunda Batı Anadolu’nun bir kısmı elden çıktı. Düşmana karşı kahramanca çarpışan Kuvayımilliye birliklerinin faydalarının yanında:
gibi olumsuz özellikleri vardı. Bu durum düzenli orduya olan ihtiyacın daha canlı hissedilmesine yol açıyordu.
Sivas Kongresi’nden sonra Batı Anadolu Kuvayımilliye Komutanlığına, Ali Fuat Paşa getirilmişti. Ancak bu kuvvetler, 24 Ekim 1920 tarihinde Yunanlılara karşı yapılan Gediz Taarruzu’nda mağlup oldu. Bu yenilgiye Kuvayımilliye birlikleri arasında yeterli iş birliğinin olmaması ve Çerkes Ethem kuvvetlerinin isteksizliği neden oldu. Gediz Taarruzu’nun ardından Mustafa Kemal Kuvayımilliye birlikleriyle düzenli büyük bir orduyu durdurmanın imkânsız olduğunu belirtmiş, TBMM’yi kendi ordusunu kurması konusunda ikna edebilmiştir.
Kuvayımilliye’nin yetersizliği konusundaki tartışmalar Gediz Taarruzu’nun sonunda artmıştır.
TBMM’nin kararı ile Anadolu halkı yeniden askere çağrıldı. Bu arada Kuvayımilliye güçleri içinde işe yarayan birlikler de ordu bünyesine alınıp eğitildi. Bir yandan da asker kaçaklarını önlemek için sert önlemler alındı. İstiklal Mahkemeleri bu konuda üzerine düsen görevi yaptı, emirlere uymayanları cezalandırdı.
Doğu’da Kâzım Karabekir komutasında l. Dünya Savası’ndan arta kalan tek düzenli ordu bulunuyordu. Bu nedenle yeni kurulan birlikler Batı ‘da Yunanlılar karsısında kullanılacaktı. Düzenli ordu kurulurken Batı Cephesi Kuvayımilliye Komutanı Ali Fuat Pasa görevinden alınmış, Bati Cephesi ikiye ayrılarak kuzey koluna İsmet Bey, güney koluna Refet Bey atanmıştır. Gerçekleştirilen bu düzenlemelerle 8 Kasım 1920’de Batı Cephesi’nde düzenli ordu birlikleri oluşturulmuştur.