Osmanlı Devletinde kültür sanat gelişmeleri bu yüzyılda devam etti. Edebi hayatın merkezi İstanbul oldu. Bununla birlikte Edime, Bursa ve bir çok şehirde edebi hayat hareketliydi.
Bu yüzyılda ki tarihi ve sosyal olaylar, neşe ve ızdıraplar edebiyata yansımıştır.
Klasik Türk Edebiyatında yerli söyleyiş olgulaştı. Halk anlatımına önem verildi. 17. yüzyılda başlayan “Mahallileşme Hareketi” 18. yüzyılda daha da kuvvetlendi. Bu dönemde dilde sadelik ve edebiyatta millileşme akımı halk hayatına girdi. Divan şairleri eserlerinde halk sözleri ve deyimlerine yer verdiler.
Ø Nedim; Lale Devrinin meşhur şairidir. Gazel ve şarkıları ile bilinir. Şarkı türünün en güzel örneklerini vermiştir. Hece vezni ile şiirler yazmıştır.
Ø Şeyh Galip
Ø Nabi
Ø Sümbülzade Vehbi
Ø Koca Ragıp Paşa
Ø Osmanzade Taip
Ø Seyyid Vehbi
Ø Neyli
Ø Kami
Ø Fitnat Hanım
Ø Çelebizade Asım
Ø Raşid; Vaka-ı nüvis
Ø Çelebizade Asım; Vaka-ı nüvis
Ø Vasıf; Vaka-ı nüvis
Ø 28 Çelebi Mehmet Efendi; Eseri “Sefaretname”dir. Fransa’ya yaptığı yolculuğu anlatmaktadır.
Ø Pir Sultan Abdal
Ø Öksüz Dede
Ø Kul Mehmet
Ø Hayali
Ø Emrah
Ø Kıymeti
Ø Nevri
Ø Levni
Yüzyılın başlarından Tanzimat’a kadar bir duraklama dönemi yaşamıştır. Bununla birlikte bu dönemde de şairler yetişmiştir.
Ø Enderunlu Vasıf
Ø İzzet Molla
Ø Arif Paşa
Ø Arif Hikmet Bey
Ø Yenişehirli Avni
Halk Edebiyatı
Halk edebiyatı geleneksel olarak miras yolu ile devam etti. Bu dönemin en güzel örnekleri “destan şiiri” olarak verildi.
Ø Aşık Seyrani; Eseri “ Vakayı Hayriye” dir
Ø Aşık Ali; Eseri “Nizip Destanı” dır.
Ø Erzurumlu Emrah
Ø Dertli
Ø Zihni
Ø Dadaloğlu
Tanzimat ile birlikte Türk Edebiyatında batı etkisi görülmektedir. Bu nedenle bu döneme Batı Etkisindeki Türk Edebiyatı da denir. Bu dönem edebiyatı kendi arasında Tanzimat Edebiyatı Servet-i Funun Edebiyatı Milli Edebiyat Dönemi
Tanzimat Fermanı edebi alanda etkili olmuştur. Bu nedenle bu dönemde ortaya çıkan edebiyata Tanzimat Edebiyatı denir,
Tanzimat Edebiyatı 1839’dan Tercüman-ı Ahval Gazetesinin çıkışma kadar (1860) hazırlık dönemi geçirmiştir. Bu dönemde eserler daha ziyade “seyahatname ve makale” alanında tercüme eserlerden ibarettir.
• Sadık Rıfat Paşa
• Mütercim Asım
• Münif Efendi
• Akif Paşa
• Yusuf Kemal Paşa
– “Sanat toplum içindir” görüşünü savunmuşlardır.
– Sade Türkiye önem vermişlerdir.
– Divan edebiyatı yerine sosyal hayatla ilgili edebiyatı getirmek istediler.
– Vatan, millet sevgisini, hürriyet aşkını, halka aşılamak ve halkı bu yolda bilinçlendirmeye çalıştılar.
– Türk edebiyatına Avrupa tipi gazete, makale, roman, hikaye, tiyatro ve tenkit gibi edebi türleri getirmek için uğraştılar.
– Bu edebi Türleri edebiyatımıza getirdiler.
• Şinasi; Batı tarzı edebiyatını başlatanların başında gelmektedir. II. Mahmut zamanında batıya gönderilen öğrencilerdendir. Genç Osmanlıları etkileyen ilk kişidir.
• Ziya Paşa
• Namık Kemal
• Ahmet Mithat
• Şemsettin Sami
• Ali Suavi
• Ahmet Vefik
• Ahmet Cevdet Paşa
Bu akıma “Ekrem-Sezai-Hamit Ekolu” de denir. Bu dönem şair ve yazarları;
– “Sanat sanat içindir” görüşünü savunmuşlardır.
– Siyasi ve sosyal düşüncelerden uzak durmuş ve aktif Fermanmışlardır.
– Sanatta batılaşmayı savunmuşlardır.
– Eski edebiyata bağlı kalanlara karşı yeni edebiyatı savunmuşlardır.
– Dilleri ağırdır.
– İşledikleri konular vatan, millet, hürriyet, eşitlik, doğa, fen ve tekniktir.
• Recaizade Mahmut Erken
• Samipaşazade Sezai
• Abdülhak Hamit
• Nabizade Nazım
• Ebuzziya Tevfik
• İsmail Safa
Recaizade Ekrem’in desteğini alan şair ve yazarların Servet-i Funun dergisi etrafında toplanınasıyla başlayan akımdır. Bunlar;
• “Sanat sanat içindir” anlayışına bağlı kaldılar. (T.Fikret hariç)
• Fransa’da meydana gelen edebi hareketleri taklit ettiler,
• Eserlerinde kültürlü kişilere hitap etti. Dilde sadeleşme durmuştur.
• Bu dönemde gazeteler yerini dergilere bıraktılar.
• Tartışmalar, eleştiriler Doğu-Batı şeklinde idi.
• Servet-i Funun
• Malumat
• Mektep
• Musevver malumat
• Tercüman-ı Hakikat
• Sabah
• İkdam
· Tevfik Fikret
· Cenap Şahabettin
· Hüseyin Suat
· Ali Ekrem
· Faik Ali
· Süleyman Nazif
· Halit Ziya Uşaklıgil
· Mehmet Rauf
· Hüseyin Cahit
Servet-i Funun dergisinin kapatılmasından sonra aynı yolu takip edenlerin meydana getirdiği bir akımdır. Bunlara;
– “Sanat şahsi ve muhteremdir” görüşünü benimsediler.
– Serveti Fununcuları taklit ettiler.
– Daha sonra milli edebiyat akımına katıldılar.
• Ahmet Haşim
• Hamdullah Suphi
• Refik Halit Karay
• Fuat Köprülü
• Yahya Kemal…
İkinci Meşrutiyetin ilanından (1908) sonra fikir ve kültür alanında milliyetçilik akımı başladı.
Yusuf Akçura, Necip Asım ve Velid Çelebi Türk Yurdu Demeği ve Türk Ocağı adı altında demekler kuruldu. Bu demekler;
– Türk milletinin eski hayatını incelemeye,
– Türk dilini sadeleştirmeye ve zengin bir dil haline getirmeye yönelik faaliyetlerde bulundular.
Amaçları; Türk dilini sadeleştirmek, yabancı kaidelerden tamamen kurtulmaktı.
Düşüncelerini “Yeni Lisan” adı altında “Genç Kalemler Mecmuasında yayınlamaya başladılar. Böylece Milli Edebiyat akımı başladı.
Bu akımı savunanlar;
– Dilde sadeleşmeye önem verdiler.
– Servet-i Fununculara karşı çıktılar.
– Konuları halktan alan ve savunan bir anlayışı benimsediler.
– Aruz ölçüsü yerine hece ölçüsünü kullandılar
Edebiyat tarihimizde hece ölçüsünü kullanan kişilere “Beş hececiler” denir.
Bunlar;
• Enis Behiç Koryürek
• Namık Nazif Çamlıbel
• Orhan Seyfi Orhun
• Yusuf Ziya Ortaç
• Halit Fahri Ozansoy
• Mehmet Emin Yurdakul
• Rıza Tevfik
• Mehmet Akif
• Ahmet Haşim…
• Ömer Seyfettin
• Halide Edip Adıvar
• Yakup Kadri Karaosmanoğlu
• Peyami Safa…
· Ziya Gökalp…
• Fuat Köprülü.
Şeker Ahmet Paşa; II. Mahmut zamanında Avrupa’ya gönderilen öğrenciler arasında yer alır. Avrupa dönüşünde Türkiye’de ilk defa resim sergisini açmıştır.
Sanayi Nefise (Güzel Sanatlar) Okulu; 1883’te Osman Hamdi Bey tarafından kurulmuştur.
XIX. yüzyıl sonları ve XX. Yüzyıl başlarında yetişen ressamlar;
Ø Çallı İbrahim
Ø Feyhaman Duran
Ø Nazmi Ziya
Ø Osman Nuri Bey…
XVII. yüzyılda seramiğin merkezi Kütahya olmuştur. Bu dönemde çeşitli renkler üzerinde küçük çiçekler ve alaca desenler kullanılmıştır. Bu dönemin seramikleri küçük parçacıklardan ibarettir.
XVIII. yüzyılda karışık renkli seramikler yapılmaya başlandı. Bununla birlikte kalite düşmeye başladı.
Çiniciliğin merkezi olan İznik önemini kaybetti. Bu alanda da Kütahya ön plana çıktı. Fakat saha önceki başarılar elde edilemedi.
Cilt
XVIII. yüzyılda çiltcilik gelişti. Çiltcilikte deri ve kumaş kullanıldı. XVIII. Yüzyılın ilk yarısında Avrupa usulü motiflerle ciltler yapıldı.
Lale Devrinde tezhip sanatında lale çiçeği önelmiş bir yer tutmaktadır. Bu dönemde tezhip sanatında “şeküfe tarzı” gelişti.
Şeküfe Tarzı: Çiçekleri esas görünüşlerine uygun bir biçimde çizmek.
Bu dönemin başta gelen Tezhipçileri;
Ø Yusuf Mısri
Ø İbrahim Çelebi
Ø Süleyman Çelebi
b. Mimari
XVIII. yüzyıl
Lale Devrinden itibaren batı mimari üslubu Barok ve Rokoko tarzı etkili Fermanya başladı.
Bu dönemde;
Ø III. Ahmet Çeşmesi
Ø İbrahim Efendi Külliyesi
Ø Nuri Osmaniye Camisi
Ø Laleli Cami
Ø Valide Cami yapıldı.
Osmanlı Devletinde kültür sanat faaliyetlerini etkileyen şeylerden birisi dönemin mimarisi oldu. 18, yüzyılın sonları ile 19. yüzyılda Barok, Rokoko ve Ampir gibi batı mimari üslubu etkisini devam ettirdi.
Bu dönemde;
Ø Dolmabahçe Cami
Ø Dolmabahçe Sarayı
Ø Yılız Sarayı
Ø Beylerbeyi Sarayı
Ø Çırağan Sarayı
Ø Haydar Paşa İstasyonu
Ø Ankara Numune Hastanesi… yapıldı.
19. yüzyılın sonlarına doğru eski Türk mimarisine (Klasik Türk Mimarisine) dönüş oldu. Bu döneme Neo- Klasik Dönem denir. Bu dönemde yetişen Mimar Kem alettin bu tarzın en önemli temsilcisi olmuştur.
Ø Bebek Cami
Ø Bakırköy cami
Ø Bostancı Cami
Gazi Terbiye Enstitüsü (Ankara’da)