Cumhuriyet Halk Fırkası (9 Eylül 1923)

Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu 9 Eylül 1923’de Halk Fırkası’na dönüştü. Mustafa Kemal, gerçekleştirmeyi düşündüğü inkılâpları parti programına koymuş ve bu partiyi herhangi bir toplumsal sınıfın değil; bütün halkın partisi yapmaya çalışmıştır. Mustafa Kemal bu şekilde inkılâpları halka mal etmek istiyordu. Halk Fırkası 1924’de Cumhuriyet Halk Fırkası; 1935’de ise Cumhuriyet Halk Partisi adını almıştır. Bu partinin başkanlığını, cumhurbaşkanlığı ile birlikte 1938’e kadar Mustafa Kemal, 1938 ile 1950 arasında da İsmet İnönü Cumhuriyet Halk Partisi’nin başkanlığını yürüttü. Cumhuriyet Halk Partisi ekonomide devletçilik ilkesini benimsemiş olmasından dolayı kendisinden sonra kurulan partilerden ayrılır.

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (17 Kasım 1924)

Kurulma nedeni:

Milli Mücadele döneminde Mustafa Kemal ‘in yanında yer alan Kâzım Karabekir, Refet Bele, Rauf Orbay ve Ali Fuat Cebesoy tarafından kurulmuştur.

Cumhuriyet döneminde kurulan ilk muhalefet partisidir.

  •          Parti programında  ‘’Parti, dini inançlara saygılıdır’’ ibaresi yer almıştır
  •          Ekonomik alanda liberalizmi benimsemiştir.
  •          Partiyi rejim karşıtı güçler ele geçirmişlerdir.               
  •          Şeyh Sait İsyanı (13 Şubat 1925) sonunda çıkarılan Takrir-i Sükûn Kanunu ile partililer yargılanmış ve parti kapatılmıştır.

Şeyh Sait Ayaklanması  (13 Şubat 1925)

Şeyh Sait’in yeni laik rejimi din düşmanı ilan ederek İslami kurallara uygun yeni bir rejim getirmek istemesi üzerine isyan başlamıştır.

İngilizler, Şeyh Sait isyanını fırsat bilip isyan sayesinde, Musul petrollerini kontrol altında bulundurmak istemişlerdir.

Şubat 1925’de Diyarbakır’da başlayan isyan Genç, Erzurum, Elazığ, Muş ve Bitlis’te etkili oldu. Bu gelişmeler üzerine;

  •          O sırada başbakan olan Fethi Bey ayaklanmayı bastırmada yetersiz kalınca İsmet Paşa başbakanlık görevine getirildi.
  •          Doğuda seferberlik ilan edildi.
  •          Doğu Anadolu Bölgesi’nde bozulan huzuru sağlamak amacı ile Takrir-i Sükûn Kanunu çıkartıldı (4 Mart 1925). Bu kanun 1929 yılına kadar yürürlükte kalmıştır.
  •     Ayaklanma bastırılmış, yakalanan Şeyh Sait İstiklal Mahkemesi’nde yargılanarak idam edilmiştir.

Şeyh Sait Ayaklanması’nın Sonuçları

  •          Türkiye Cumhuriyeti yıprandığı için İngiltere, Musul sorununun kendi lehine çözülmesinde büyük avantaj sağlamıştır. Doğudaki karışıklık İngilizlerin işine yaramış ve Musul tamamen elden çıkmıştır (1926 Ankara Antlaşması).
  •          Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya yönelik ilk isyan bastırılmıştır.
  •          Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası isyanda rolü olduğu gerekçesi ile kapatılmıştır (5 Haziran 1925).
  •          Türkiye’de çok partili hayata geçiş için yapılan ilk deneme başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

Şeyh Sait isyanı, Türkiye’de çok partili hayata geçiş için ortamın uygun olmadığını ve henüz demokrasinin tam anlamıyla uygulanamayacağını göstermiştir

Şeyh Sait İsyanı hem iç hem dış politikada olumsuz sonuçlara yol açmıştır.

Mustafa Kemal’e İzmir’de Düzenlenmek İstenen Suikastı Girişimi (16 Haziran 1926) Bazı eski İttihat ve Terakki partililer Mustafa Kemal’e İzmir’de başarısız bir suikast girişiminde bulunmuşlardır. (16 Haziran 1926) Bu olaya Mustafa Kemal’in tepkisi “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır’’ şeklinde olmuştur. Planın ortaya çıkarılmasından sonra ittihat ve Terakkiciler tamamen tasfiye edilmişlerdir.