I. TBMM DÖNEMİ (23 NİSAN 1920 – 11 AĞUSTOS 1920)

I. TBMM DÖNEMİ (23 NİSAN 1920 – 11 AĞUSTOS 1920)

İstanbul’un işgali ile Milli Mücadele’de yeni bir evreye girilmiştir. Artık halk İstanbul’da esir olan padişahtan hiçbir şey bekleyemezdi. Bu durumu çok iyi analiz eden Mustafa Kemal 19 Mart 1920’de bir genelge yayınlayarak “Ankara’da olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin” toplanacağını bunun için yeniden seçimlerin yapılacağını duyurmuştur. Ayrıca İstanbul’da tutuklanma korkusu içinde bulunan Mebusan Meclisi üyelerinin de seçimlere katılmasına gerek kalmadan doğrudan yeni açılacak meclise katılabileceklerini belirtmiştir.

Görüldüğü gibi meclis demokratik bir şekilde toplanmaktadır. Mebusan Meclisi üyelerinin de seçimlere katılmayacak olması demokrasiye önem verildiğinin, halk iradesine saygı duyulduğunun göstergesidir. Çünkü Mebusan Meclisi üyeleri kısa bir süre önce seçimle işbaşına gelmişlerdi.

Mustafa Kemal yayınladığı genelgede önce “kurucu meclis” sıfatını kullanmayı düşünmüş ancak tepki çekmemek için “olağanüstü yetkilerle donatılmış bir meclis” ifadesini kullanmıştır.

TBMM, 23 Nisan 1920’de yeni seçilen ve İstanbul’dan gelen milletvekilleri ile 115 mevcutla çalışmalarına başlamıştır. Zamanla sürgünden dönen milletvekillerinin de katılımıyla bu sayı 396 kişiye ulaşmıştır.

TBMM’nin Açılış Amaçları:

  • Milli birlik ve beraberliği sağlamak
  • Düzenli orduyu kurmak
  • Vatanı işgalden kurtarmak
  • Milli egemenliği gerçekleştirmek

TBMM Döneminde Uygulanan Meclis Hükûmeti Sisteminin Özellikleri

  • Belirli bir devlet başkanı ya da hükûmet başkanı yoktur.
  • Hükûmet üyeleri (bakanlar) milletvekilleri arasından ayrı ayrı oylanarak seçilir.
  • Milletvekili olmayanlar bakan olamaz.
  • Yasama ve yürütme bir aradadır.
  • Bakanların ayrı ayrı oylanarak seçilmesi hükûmetin kurulmasını zorlaştırdığı için zaman zaman bunalımlara yol açan bir sistemdir. Ancak I. TBMM üyelerinin bağımsızlık düşüncesini her şeyden üstün tutması en azından savaş bitene kadar bunalımların yaşanmasını engellemiştir.

Mustafa Kemal 24 Nisan 1920’de meclis başkanı seçilmiş ve meclisin çalışma şartlarını belirlemek için meclise bir öneri sunmuştur. Kabul edilen bu öneriye göre;

1) Hükûmet kurmak zorunludur.

 Açıkça saltanata cephe alınmasa da yeni bir devlet fikri göze çarpmaktadır.

2) Geçici dahi olsa bir hükûmet başkanı tanımak; ya da padişah vekili atamak doğru değildir.

Bu madde açılan meclisin sürekli olacağını ve kararlarında bağımsız hareket edeceğini ifade eder.

3)   Meclisten seçilecek bir kurul hükûmet işlerini yerine getirir. Meclis başkanı hükûmetin de başkanıdır.

Belirli bir devlet başkanı ve başbakanlık makamının olmadığı bu sistem “meclis hükûmeti” sistemidir. Güçler birliği ilkesinin doğal bir sonucu olan bu sistemde meclis aynı zamanda hükûmet işlerini de yerine getirerek yasama görevinin yanında yürütme görevini de üstlenmiştir.

4)  Mecliste yoğunlaşan ulusal iradenin yurdun alın yazısına doğrudan doğruya el koyduğunu kabul etmek temel ilkedir. Meclisin üstünde bir güç yoktur.

Ulus egemenliği ilkesinin ön plana çıktığı bu maddeyle Osmanlı yönetimi yok sayılmıştır.

5)   Yasama ve yürütme yetkileri TBMM’ye aittir.

Bu madde I. TBMM’de “güçler birliği” ilkesinin benimsendiğinin göstergesidir. Amaç kararların hızlı alınmasını sağlamak ve meclisin dışında başka bir gücün oluşmasını engellemektir.

6) Padişah ve halife baskı ve zordan kurtulduğu zaman, meclisin düzenleyeceği yasal ilkeler doğrultusunda yerini alır.

 Birliğe ihtiyaç duyulan bu dönemde padişahlık ve halifelik kurumunun açıkça karşısına geçilmemiştir.

 30 Nisan’da Mustafa Kemal Paşa, Avrupa devletlerinin dışişleri bakanlarına; TBMM’nin kurulduğunu, yabancı Hükûmetlerin, İstanbul Hükûmeti ile yaptıkları ve yapacakları antlaşmaların Türk milletinin gerçek temsilcisi olan TBMM tarafından tanınmayacağını bildirmiştir.

  • TBMM 29 Nisan 1920’de otoritesini arttırmak amacıyla Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nu çıkarmıştır.