II. İNÖNÜ MUHAREBESİ (23 – 31 Mart 1921):
Yunanistan Londra Konferansı ile kendine destek veren devletlerin bu desteğine layık olduğunu göstermek ayrıca l. İnönü Muharebesi ‘nin öcünü almak ve Türk ordusunun toparlanmasını önlemek amacıyla ikinci kez İnönü mevzilerinden saldırdı. Bu saldırı düzenli ordular tarafından durduruldu ve Yunanlılar geri çekilmek zorunda kaldı. Yunanlıların İkinci defa Türklere yenilmeleri Fransız, İtalyan ve İngilizlerin Yunanlılara güvenini sarsmıştır.
“Batı Cephesi komutanı İsmet Paşa’ya,
Bütün dünya tarihinde, sizin İnönü Meydan muharebelerinde yüklendiğiniz görev kadar ağır bir görev yüklenmiş komutanlar pek azdır. Milletimizin istiklal ve varlığı, dâhice idareniz altında görevlerini şerefle yapan komuta ve silah arkadaşlarınızın kalbine ve vatanseverliğine büyük bir güvenle dayanıyordu.
Siz orada yalnız düşmanı değil milletin makûs talihini de yendiniz. İstila altındaki talihsiz topraklarımızla birlikte bütün vatan, bugün en ücra köşelerine kadar zaferinizi kutluyor. Düşmanın istila hırsı, azminizin ve vatanseverliğinizin yalçın kayalarına başını çarparak paramparça oldu.
Batı cephesi komutanlarından Refet Paşa İnönü’de bozguna uğrayan Yunan kuvvetlerine karşı kesin bir sonuç almak için Afyon’un doğusuna kadar uzanan bölgelere bir taarruz düzenlemiş ancak başarısız olmuştur. Bu başarısızlığın sonucunda Refet Paşa başına buyruk davrandığı için görevinden alınmış; Batı Cephesi, İsmet Paşa komutasında birleştirilmiştir.
İnönü Muharebeleri düşmanı oyalayarak, düzenli orduya zaman kazandırmıştır.
I. ve II. İnönü Savaşlarında Türk ordusu karşısında yenilgi alan Yunanistan aynı zamanda da diplomatik yönden yalnız kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu yüzden Yunanlılar Türk ordusunun henüz taarruz gücüne ulaşmamış olmasından yararlanarak kesin sonuç almak amacıyla büyük bir saldırı hazırlığına girişmişlerdir.
Yunanistan’dan gelen askerlerin de katılımıyla güçlenen Yunan ordusu hızla ilerlemiş ve bu durum karşısında Mustafa Kemal’in emriyle Türk ordusu Sakarya nehrinin doğusuna çekilmiştir.
Mustafa Kemal orduyu Sakarya Nehri’nin doğusuna çekerek ordunun toparlanmasını sağlamayı ve düşmanı ikmal merkezi olan İzmir’den uzaklaştırmayı amaçlamıştır.
Yunanlılar halkın Milli Mücadeleye destek vermesini engellemek için halka sahte Mustafa Kemal resmi dağıtmışlardır.
Meclisin Kayseri’ye taşınması fikri halkın güvenini sarsmamak için reddedilmiştir. Mustafa Kemal’e muhalif olan milletvekilleri yenilgiyi fırsat olarak değerlendirmiş ve Mustafa Kemal’in ordunun başına geçmesini teklif etmiştir. Amaç alınacak bir yenilgiyle Mustafa Kemal’in etkinliğine tamamen son vermektir. Öte yandan Mustafa Kemal’e bağlı olan milletvekilleri kendisine güvenmeye devam etmişlerdir.
Kütahya Eskişehir Savaşlarının bütün şiddetiyle devam ettiği bir sırada, yeni Türk Devleti’nin eğitim politikasını belirlemek üzere Ankara’da Maarif (Eğitim) Kongresi toplanmıştır.(15–21 Temmuz 1921)Hatta kongrenin ertelenme teklifini Mustafa Kemal “cahillikle savaş düşmanla savaştan daha az önemli değildir.” diyerek reddetmiştir. Bu durum eğitime verilen önemin en güzel örneklerinden biridir.
Mustafa Kemal Başkomutanlık yetkisini;