İLK TRK DEVLETLERİ VE KULTURU
Ana Yurtta Yer Alan İlk Kültür Çevreleri
Orta Asya’nın en eski kültürüdür.
Bu kültür çevresinde yaşayan insanların yerleşik hayata geçtikleri, tuğlalardan evlerde oturdukları görülmektedir.
Balıkçılık ve avcılıkla ilgili kalıntılar bulunmuştur.
Bu kültür Türklerin en eski kültürüdür.
Afanesyevo toplumu, avcı ve savaşçı bir şekilde yaşamıştır.
İlk kez tunçtan ve altından yapılmış eşyalara rastlanmıştır.
Orta Asya kültürleri içerisinde demir, ilk olarak bu kültürde işlenmiştir,
Bu kültür topluluğu, üzeri çadırla örtülü, dört tekerlekli arabalar kullanmıştır.
Bölgedeki kültürlerin en gelişmişidir.
İki yüzü keskin hançerler ve iğne, bilezik, küpe gibi eşyalar bırakmışlardır.
İSKİTLER (SAKALAR) (MÖ VII. yy)
İlk Türk topluluğudur.
En ünlü hükümdarı Alp Er Tunga’dır. (Acun Beği DLT)
Tomris adında kadın bir hükümdarları vardır.
Maden işleme konusunda ileri gitmişlerdir.
Alp Er Tunga ve Şu Destanı İskitler’e aittir.
Türk Adı
-Türk kaynaklarında, olgunluk çağı,
-Çin kaynaklarında, miğfer,
-İslam Kaynaklarında (İbni Fakih) terk edilmiş
-İran kaynaklarında güzel insan
-Ziya Gökalp’e göre, kanun ve nizam sahibi, güçlü- kuvvetli
-Kaşgarlı Mahmut’a göre, gençlik, kuvvet, kudret ve olgunluk çağı,
-Deniz kıyısında oturan adam cezbetmek (Takye)
Vambery, Türemek, çoğalmak fiili
-Sıfat olarak güçlü kuvvetli (Uygur-Pers)
Heredot’un zikrettiği Targitaların
İskitlerin topraklarında oturduğu söylenen Tyrakae (Yurkae)lerin
Tevrat’ta adı geçen Togharmaların
Eski Hint kaynaklarında tesadüf edilen Turukhalar (Turuşka) veya Thrakların
Eski ÖnAsya çivi yazılı metinlerde görülen Turukkuların
Çin kaynaklarında geçen Tikler ve Di’nin hatta Troyalıların Türk olduğu düşünülmüştür.
Türk adı ilk defa Çin kaynaklarında görülür.
Türk adı devlet olarak 6. yy.da Göktürk Devletinde kullanılmıştır.
Göktürklerin ilk dönemlerinde Türk sözü devlet adı olarak kullanılmıştı.
Sonradan Türk milletini ifade etmek için kullanılmaya başlanmıştır.
Orhun Kitabelerinde yer alan Türk adı daha çok millet şeklinde görülür.
Türk adı belirli bir topluluğa ait etnik bir isim değildir. Siyasi bir isimdir.
Millet ve devlet adı olarak Türk kelimesi, ilk defa; Çin’de Chou Sülalesi yıllığında, Batı’da Bizanslı tarihçi Agathias’ın eserinde, Arapça’da cahiliye devri şairi Nabigatüz-Zübyani’nin Divanı’nında Slavca’da 12. asırilk Rus kronoki’nde zikredilmiştir.
Coğrafi ad olarak Türkiye tabirine ilk defa Bizans kaynaklarına tesadüf edilmiştir. VI. Asırda Türkiye tabiri Orta Asya için kullanılıyordu (Menandros). )-10. asırlarda Volga’dan Orta Avrupa’ya kadar olan sahaya Türkiye deniyordu. (Doğu Türkiye: Hazar ülkesi Batı Türkiye Macar ülkesi) 13. asırda Memlukler zamanında Mısır ve Suriye’ye Türkiye deniyordu.
Anadolu ise 12. asırdan itibaren Türkiye olarak anılmıştır.
Orta Asyada:
Ekin yetişmediği için sütle beslenme, deriden elbiseler, keçe çadırlar vardır.
Bozkırın tipik elbisesi ceket-pantolondur.
Nüfus artışı sosyoekonomik dengeyi bozmuştur.
Türklerin yeni yerlerde egemenlik kurmalarında demirin payı büyüktür.
Demir, Altaylarda, Yenisey Nehri’nin kaynak bölgelerinde bulunmuştur.
Kuzey Altaylarda demir eritme ocakları ortaya çıkarılmıştır.
İklim değişikliği
Otlak sıkıntısı
Salgın hastalıklar
Nüfusun artması
İç çekişmeler
Dış baskılar
Cihan hâkimiyeti fikri
Göçlerin Sonuçları
Yeni devletler kurulmuştur.
Kültürel etkileşim gerçekleşmiştir.
Etkilediğimiz Alanlar;
madencilik
teşkilatçılık (devlet kurma)
askerlik
Etkilendiğimiz Alanlar
sanat
tarım
yerleşik hayat
din
ASYA HUN DEVLETİ
Eski Türkçede Kun,
Çince Hiungnu,
Batı dillerinde Hun adıyla geçer.
Hun adı ilk defa Çin ile yapılan Kuzey Şansi anlaşmasında yazılmıştır.
Bu anlaşma iki Asya devleti arasındaki ilk anlaşmadır.
Bilinen ilk imparatorları Teoman’dır.
En büyük imparatorları ise Mete’dir. (Meitei, Motun Begtut Bagatur)
Mete Paiteng Savaşı’nda Çin’i yenmiştir.
Mete Çin ordusunu, Turan Taktiği ile yenmiştir.
Mete Türk tarihinde ilk düzenli ordusu kurmuştur.
Mete orduda Onlu Sistemi kullanmıştır.
Kara kuvvetlerinin kuruluşunun M.Ö. 209 olmasını Nihal Atsız ve Yılmaz Öztuna önermiştir.
Mete MÖ 174 yılında öldüğü zaman, Hunlar kudretinin zirvesinde bulunuyordu.
Mete’nin oğlu Kiok, Hun devletinin büyüklüğünü muhafaza etmeye çalıştı.
Kiok, ilişkilerini dostane bir şekilde sürdürmek İçin, bir Çin prensesi ile evlendi.
Çin sarayı ile devam ettirilen akrabalık siyasî mahiyette bir davranıştan ibaretti.
Fakat ileride, Türk devletleri bakımından kötü neticelere yol açtı.
Kiok’un oğlu Künçin zamanında gerçek bir huzursuzluk kendini gösterdi.
Hohanyeh Çin yanlısı bir politika benimsedi. Kardeş Çîçi ise bunu reddetti.
Çin elçisinin Çiçi ile ilgili düştüğü bir kayıt şöyledir:
‘Boyun eğmeyeceğiz. Zira öteden beri Türkler kuvveti takdir eder’
Hohanye ve Çiçi arasındaki anlaşmazlıktan dolayı Asya Hunları ikiye bölündü. (Çiçi Batı Hohanye Doğu)
Çiçi etrafı surlarla bir şehir yaptı ve askerlerine kötü davcrandı bu nedenle Çin’e karşı başarılı olamadı.
Doğu Hunları Çin entrikalarından dolayı kuzey (Panu) ve güney (Pi) olmak üzere ikiye ayrıldı.
Çin kaynaklarında Hun yöneticileri Tanhu (Şanyu) olarak anılmaktadır.
Bu kelime; kumandan, kağan, han ya da imparator gibi bir anlamlar taşır.
KAVİMLER GÖÇÜ
Kavimler Göçü’nün Sonuçları
AVRUPA HUN DEVLETİ(378-469)
Kurucusu Balamirdir.
Avrupa’da kurulan ilk Türk devletidir.
Başkenti kesin belli olmamakla birlikte Segedin ya da Budapeşte yakınlarında Sycambria
Efsanevi başkentleri Etzelburg
Basık ve Kursık
Uldız
Güneşin battığı yere kadar her yeri zaptedebilirim !
Attila babası Muncuk ile, onun ölümünden sonra amcası Rua’nın yanında yetiştiği tahmin edilmektedir.Devletin en parlak dönemi Atilla dönemidir.
Attila’nın karısı Arıkan’ın ayrı bir sarayı vardı.
Attila, I. Balkan Seferi’ne çıktı ve Bizans’ı mağlup etti.
Roma Seferi sırasında Attila’ya elçi olarak gelen Papa I. Leon’dur.
Atilla Nibelungen Destanına konu olmuştur.
Balkan seferleriyle Doğu Roma imparatorluğu vergiye bağlanmıştır.
Galya ve Roma seferleriyle Batı Roma imparatorluğu vergiye bağlanmıştır.
Margos Antlaşmanın başlıca maddeleri şunlardır:
-Bizans, Hunlara bağlı kavimlerle müzakerelere, ittifaklara girişmeyecek.
-Bizans Hunlardan kaçanlara sığınma hakkı tanımayacak.
-Bizans elinde bulunan esirler iade edilecek.
-Ticari münasebetler yine belirli sınır kasabalarında devam edecek.
-Bizans’ın ödemeyi taahhüt ettiği yıllık vergi iki katına çıkarılacak.
Bizans imparatoru antlaşmanın hükümlerine aykırı davrandı.
Attila idaresindeki ordu Bizans’a giderken Anatolios Anlaşması imzalandı.
Anatolios Anlaşmasına göre:
-Tuna’nın güneyinde beş günlük mesafedeki yerler askerden arındırılacak,
-Bizans, harp tazminatı olarak 6000 libre altın ödeyecek,
-Yıllık vergi üç katına çıkarılacaktı.
Bizans’ı kendine bağlayan Attila, artık Batı Roma’ya yöneldi.
Galya barbarlarını saf dışı etmek isteği ile önce Galya Seferi ’ne çıkıldı.
Attila İtalya seferine başlayınca Papa elçi oldu ve Roma’ya girmemesini rica etti.
Kama Tarkan
Balamir
Alypbi (Baltazar)
Alypbi ve Muncuk
Muncuk ve Uldız
Uldız
Karaton
Oktar
Rua
Attila ve Bleda
Attila
İlek
Tuldila
Dengizik
İrnek
AKHUNLAR (EFTALİTLER)
AKHUNLAR
Kurucusu: Aksuvar Kağan
Başkenti: Belh, Gor, Huo ve Sakkala
Bizans kaynaklarında Eftalit, Çin kaynaklarında Ak Hiung-nu, Hint kaynaklarında ise Sveta-Hūna olarak geçer
Sasanilerle İlişkiler
İran’ın iç İşlerine karışıldı.
Firuz’u İran tahtına çıkarıldı.
Sonradan Firuz, Ak Hunlara savaş ilan etti.
Firuz ve Aksuvar savaştılar.
Aksuvar, Firuz’u mağlup etti.
Mazdek İsyanı
Sasanilerde ihtilal başladı.
Zerdüştlükten ilham alan Mazdek, iyilik-kötülük mücadelesi üzerine, sosyal huzursuzluk etkenlerini de ekleyerek, düşüncelerini yaymaya başladı.
İran’da çıkan Mazdek İsyanı’nın bastırılmasında Ak Hunlar etkin rol oynamıştır.
Otuz bin kişilik Ak Hun ordusuyla Mazdek isyanı bastırılmıştır.
Akhunlar ile Abdallar arasında bağlantı kurulmuştur.
Akhunlar Sasani taklidi para kullanmışlardır.
Göktürk Sasani İttifakından dolayı Akhunlar yıkıldı Topraklarını Göktürkler ve Sasaniler (Nuşirevan) paylaşmıştır.
I.GÖKTÜRKLER
Türk adını kullanan ilk devlettir.
Devlet aşina boyundan Bumin Kağan tarafından kurulmuştur.
Bumin, Avarlara savaş açtı. Onları yenerek üstünlüklerine son verdi.
İl Kağan (İlig Kağan) unvanını alarak 552 yılında merkezi Ötüken olan Göktürk Devleti’ni kurdu.
Bumin Kağan’ın yerine oğlu Mukan Kağan geçti
Mukan Kağan Dönemi
Göktürk Devletinin en güçlü dönemidir.
İlk seferini Avarlar üzerine yaparak onları yendi.
Ayrıca Çin’i baskı altına aldı.
Akhunlar üzerine seferlere katıldı.
Bu mücadeleler sonunda Akhun Devleti yıkıldı ve toprakları Göktürkler ile Sasaniler arasında paylaşıldı.
Göktürk Devleti kısa zamanda Mançurya’dan İran’a kadar uzanan büyük bir imparatorluk haline geldi.
Mukan Kağan Çin kaynaklarında sert, heybetli ve kudretli görünüşü ve başarılı devlet adamlığı ile anlatılmaktadır. Kızını Çin imparatoru ile evlendirerek Çin imparatoriçesi yapmıştır.
İstemi Yabgu
İpek Yolu hakimiyeti için önce Akhunlara karşı Sasanilerle sonra da Sasanilere karşı Bizans’la ittifak yaptı.
Bizans’a gönderilen elçi Soğdlu tüccar Maniaktır. (II. Justinos) Daha önce de Sasanilere gönderilmişti.
Tarihte bu, Orta Asya ‘dan Doğu Roma’ya giden ilk resmî hey’et idi.
Bizans karşılık olarak Zemarkhos’u göndermiştir.
Bizans’tan Kök Türklere elçi olarak gelen Zemarkhos, Tamga Tarkan adlı bir Türk elçisiyle birlikte, yanlarında Sogdlu Maniakh’ın oğlu da olduğu halde Bizans’a doğru yola çıktılar.
Buna karşılık Bizans ikinci bir elçilik heyetini 576 yılında, Valentinos’un başkanlığında Kök Türk ülkesine gönderdi.
Orta Asya’nın batı bölgelerinin Türkleşmesini sağlayan hükümdardır.
Tapo Kağan Dönemi (Taspar)
Çin ile olan ticareti artırdı.
Çin’deki yaşantıya özenti duyuldu.
Tapo Kağan, Budizm’i kabul edip tapınak yaptırması tepki çekti.
Ta-po’nun veliahtı Talopien kurultayda reddedildi.
Esaret Devri
Göktürkler, 630-680 arasında, 50 yıl boyunca Çin baskısı altında yaşadılar.
Bu durumun nedenleri kitabelerde ifade edilmiştir.
Sonraki devlet ve idare adamlarının yetersizliği,
Türk kavminin uygunsuz tutumu,
Kurnaz Çin siyaseti ve yıkıcı propaganda.
Fetret devrinin sonunda Kutluk Kağan istiklal savaşına girişti.
Bağımsızlık azmi ile çalışan Kutluk, gizlice teşkilat kurdu.
Mücadelede Tonyukuk da vardı.
Mücadeleleri kazanan Kutluk Kağan İlteriş unvanını aldı.
İlteriş, derleyen toparlayan anlamına gelmektedir.
Kutluk İlteriş Kağan devletin merkezini Karakurum’a taşımıştır.
Devletin kuruluşunda rol oynayan Tonyukuk’u Aygucı (Vezir) yaptı.
İnekler Gölü Savaşı (682) ile Oğuz tehlikesine son vermiştir.
682 yılından sonra, on yıl içinde, on yedisi Çin’e olmak üzere kırk yedi sefer tertip eden İlteriş Kutlug Kağan, yirmisine bizzât katıldı. Hepsinde başarılı olup, hiç yenilmediği rivayet edilir.
Kapgan Kağan Dönemi
Kutluğun ölümünden sonra yerine Kapgan Kağan geçti. Bu dönemde Kutluk Devleti en parlak dönemini yaşadı. Kapgan Kağanın siyaseti;
Bu amaçla Çin’i hakimiyet altına aldı fakat Çinin kültüründen uzak kalmak için sadece vergiye bağladı.
Bilge Kağan Dönemi
Daha sonra tahta çıkan kağanlar atalarının kurduğu devleti iyi yönetme becerisi gösteremediler. Karluk, Basmil ve (Onogurlar- Oğuzlar:Uygurlar)’ın çıkardığı isyanı bastıramadılar. 745 yılında Ötüken ve çevresini Uygurlar ele geçirerek; Türklerin ve Orta Asya’nın yeni temsilcisi oldular. Türgişler de Batı Türkistan’ı yönettiler.
Kök Türklerin Türk Tarihîndeki Yeri ve Önemi
İslamiyet öncesi Türk devletlerinden en güçlüsüdür.
En geniş sınırlara ulaştılar.
Türk adını ilk kullanan devlettir. (milliyetçi bir yapıya sahipler)
Devleti doğu – batı şeklinde ikiye ayırmışlardır.
Takvim kullanmışlardır.
Gelişmiş bir ticaret hayatına sahip olan Kök Türkler parayı değişim aracı olarak kullanan ilk Türk Devleti’dir.
Orta Asya’da Türklerin Bizans ile ilişkileri Göktürkler zamanında başlamıştır.
Tonyukuk, Bilge Kağan ve Kültigin’in ölümlerinden sonra adlarına dikilen Orhun Yazıtları Türk tarihinin ve edebiyatının ilk yazılı eserleridir.
İlk Türk alfabesini (Orhun Alfabesi) oluşturmuşlardır.
Bu çalışmaları onların edebiyatta ileri gittiklerine bir kanıttır.
Bu kitabelerde;
UYGURLAR
şahin süratiyle dolaşan ve hücum eden
akraba- müttefik
Kutluk Bilge kül Kağan
Ötüken, Karabalgasun
Orhun Irmağı kıyısında başkenti Ordu-balık kentini kuran ilk Uygur Kağanı Kutluk Bilge Kül iki yıllık bir hükümdarlıktan sonra 747’de öldü.
Yerine oğlu Moyen-çor(747-759) kağan oldu. Moyen-çor’un etkinliklerini Orhun-Selenga ırmakları arasındaki Şine-usu Gölü yakınında diktirdiği “bengü taş”‘tan izlemek mümkündür.
Moyen-çor Türk soylu boy ve budunları denetimine almıştır.
Moyen-çur, bu savaşta Arap’ları destekleyerek kendisine bağlı olan Karlukları Arap ordusuna yardıma göndermiştir.
Talas Savaşı’nı kaybeden Çin Tarım Havzası’nı boşaltmış ve bu bölgeye Uygurlar yerleşmiştir.
Çin’in yardım istemesi üzerine Moyen-çor Çin İmparatoru’na yardım etmiştir.
Bögü Kağan
Çin seferinden dönüşte getirdiği Maniheist rahiplerle Uygur ülkesinde Maniheizmin yayılmasını sağladı.
Veziri Baga Tarkan tarafından öldürüldü. (Alp Kutluk Bilge)
Alp Kutluk Bilge ve ardılları olan ve neredeyse tamamı Ay Tengri’de kut ya da ülüg bulduklarını belirten adlar taşıyan kağanlar döneminde Tibetliler’in Çin’e baskısı iyice arttı.
Kırgızlar 840 yılında Ötüken’i ele geçirerek Uygur Kağanlığı’nı yıkmıştır.
KANSU UYGUR DEVLETİ (SARI UYGURLAR) (847-1226)
DOĞU TÜRKİSTAN UYGUR DEVLETİ (TURFAN UYGURLARI) (856-1209)
AVARLAR
Avrupa’ya göç ettiler.
Bayan Han tarafından kurulmuş devlettir.
Kökenleri Juan Juanlar’dır.
İstanbul’u ilk kuşatan Türk devletidir.
Avarlar Avrupa’ya üzengi, koşum takımı, sanatta hayvan üslubunu taşımışlardır.
Göktürk kaynaklarında ise “Apar” adı kullanılmıştır.
HAZARLAR
Dunlop
Hazar Gölü civarında kurulmuşlardır.
Sasanilerle sık sık savaşmışlardır.
Bizans – İran savaşında, Sasaniler’e karşı Bizans’ı tuttular.
İslâm’ın doğuşundan sonra Arap saldırıları, Azerbaycan’a kadar yayıldı.
Bu dönemde İstanbul’u kuşattılar.
Hazarlar Bizans’a yardım ettiler.
Bu durum Emeviler ile Hazarlar arasını açtı ve ileride Belencer Savaşına yol açtı.
Hazar hakanı ve yakınları Musevî dinine girdiler.
Hazarlar Rus, Selçuklu ve Kıpçak saldırıları sonucu zayıfladı.
Hazarlarda İslamiyet, Hıristiyanlık ve Musevilik dinleri vardı.
Bu dönemde 3 farklı din bir arada yaşadığı için ‘Barış Çağı’ da denir.
BULGARLAR
Kubrat Han dağınık kavimleri Büyük Bulgar Devleti’nin içinde birleştirmiştir.
Sonradan diğer bir Türk olan Hazarlar bu devleti mağlup edince halkın bir kısmını ayırıp göç etmişlerdir.
Kuzeye göç edenler İdil Bulgarları (Volga Bulgarları) devletini kurmuştur.
Güneybatıya gidenler, Tuna Bulgarları devletini kurmuşlardır.(Asparuh Han)
Asparuh Han’ın devleti, Bizans hariç tüm Balkan yarımadasını içine almıştır.
Tuna Bulgarları Hıristiyanlığı, İdil Bulgarları ise İslâmî kabul etmişlerdir. (Boris)
Bulgar tüccarların Hazar ülkesinde, Müslüman tüccarlarla karşılaşmaları, itil Bulgarlarının X. yüzyılda İslam dinini benimsemelerinde etkili olmuştur. (Almış Han)
Bulgarlar Avarlardan sonra İstanbul’u kuşatan ikinci Türk devletidir.
MACARLAR
Macar Türkolog Rásonyi, Macarların kökeni ile ilgili şunları söylemiştir: “Türkler Macar’ların babası, Fin-Ugorlar ise anasıdır
Bizanslılar Macar devletini Batı Türkiye olarak adlandırmışlardır.
Macar kabileleri X. yüzyılda Hıristiyanlığı kabul ettiler. (Etien)
Bu devlet, 955 yılında Germenler tarafından yıkılmıştır.
KUMANLAR (KIPÇAKLAR)
Başlarında askerî ve idari yönetici atabek denen beyleri var olmuştur.
Kumanların çoğu Tengricilik adlı dine mensup olmuşlardır.
Doğuda kalan Kumanlar ise İslam’ı kabul etmişlerdir.
Balkanlarda bulunan Kumanlar, Bizans’a asker olmuşlardır.
Bir dönem Bizans ile anlaşmazlığa düştükleri için kuşatma başlattılar.
Ancak Bizans’ın Peçeneklerle anlaşmasıyla başarısız olarak Balkanlara dağıldılar.
Codex Cumanicus
Latin harfleriyle yazılan ilk Türkçe eserdir.
Hıristiyanlığı Kıpçak Türklerine yaymak için yazılmıştır.
İtalyanlar ve Almanlar tarafından iki bölüm halinde derlenmiştir.
PEÇENEKLER
Tarihte etkin olmuş ama devlet kuramamış Türk halklarından birisidir.
Zamanla Hıristiyanlığı kabul eden Peçenekler, Avrupa halkları arasında erimiştir.
1071 Malazgirt Savaşı’nda Büyük Selçukluya karşı Bizans tarafında yer aldılar.
Sonradan Büyük Selçuklu tarafına geçen Peçenekler, Büyük Selçukluların bu savaşı kazanmalarında önemli rol oynamışlardır.
Bizans’la yaptıkları Meriç Savaşı’nı kaybederek ağır yenilgi almışlardır.
Kıpçaklarla Lavinyon Muharebesi’ni yapmışlar ve mağlup olmuşlardır.
Bizans tarafından diğer Türk devletlerine karşı tampon oluşturulmak için iç Anadolu’ya yerleştirilen Peçenekler, burada Müslümanlığı kabul etmişlerdir.
Uzlar (Oğuzlar)
Oğuzlar tarih sahnesinde en çok etkili olan Türk boyudur.
Avrupa’ya göç eden Oğuzlar Bizans tarafından Uzlar olarak adlandırılmıştır.
Uzlar Peçenekler gibi Bizans ordusunda paralı askerlik yapmışlardır.
Günümüzde Türk nüfusunun çoğunluğu Oğuz boyundandır.
Oğuzlar, Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan, İran, Irak ve Balkanlarda yaşayan Türklerin atası sayılmaktadırlar.
SABARLAR (SİBİRLER)
Kafkasya ve Karadeniz’in kuzeyine yerleştiler.
Hükümdar Balak idaresinde büyük zaferler kazandılar.
Bizans’a karşı Sasaniler ile anlaştılar.
Sonradan Kafkasları aşarak Anadolu’ya geldiler.
Kayseri, Ankara ve Konya dolaylarına kadar ilerlediler.
Balak Han’dan sonra yerine eşi Boğarık Hatun geçti.
Boğarık Hatun, Sabir ordusunu yönetiyordu.
TÜRGİŞLER
Türgişler, Isık Gölü civarında devlet kurdular.
Emevilerin Asya içlerine ilerlemesi, Türgişler için tehdit oluşturmaktaydı.
Emevileri yenen Türgişler, Maveraünnehir’e İslamın yayılışını geciktirdiler. (Vakatüş Şib Savaşı)
KIRGIZLAR
Karahanlıların tesiriyle İslam dinini kabul ettiler.
Moğol hâkimiyetine giren ilk Türk halkı oldular.
Manas Destanı Kırgız Türklerinin millî destanıdır.
KARLUKLAR
751 yılında hem Asya için hem Türk tarihi için dönüm noktası niteliğinde bir gelişme meydana geldi ve Talaş Savaşı yaşandı.
Bu savaş Türkler ile Müslümanlar arasındaki ilk temas olmuştur.
Talas Zaferi ile Türklerin intikamı alındı.
Çin, Türk coğrafyasından uzaklaştırıldı.
Türkler İslamiyet ile tanıştı.
Böylelikle Karluklar İslamiyet ile tanışan ilk Türk toplumu oldular.
KÜLTÜR VE UYGARLIK
Devleti oluşturan Unsurlar (İl-él)
HÂKİMİYET ANLAYIŞI
Eski Türk devletlerinde egemenliğin Tanrı tarafından verildiğine inanılmaktaydı.
Tanrı tarafından verildiğine inanılan bu yönetme yetkisine “kut” denilmekteydi.
Kutun kan yoluyla babadan oğla geçtiğine inanılırdı.
Bu yüzden hükümdarla aynı soydan gelen kişilerin ülke yönetiminde hak sahibi olduğuna inanılırdı.
Yani ülke hanedanın ortak malıdır. Anlayışı geçerliydi.
Bu durum taht kavgalarına ve devletlerin bölünmesine yol açmıştır.
Eski Türklerde ülke topraklarının büyük kısmı bir devlete ait kabul edildiği için özel mülkiyet yeterince gelişmemiştir.
Eski Türk devletlerinde kut inancının etkisiyle veraset usulü ortaya çıkmıştır.
Bu sisteme göre kağan öldükten sonra yerine aynı soydan gelen her erkek (kanında kut olan herkes) tahta geçme hakkına sahiptir.
Yani kağan öldükten sonra yerine geçecek kişi ayrıntılı olarak belirlenmemiştir.
Bu durumun sonucunda hükümdarın kim olacağı konusunda devlet adamları (boy beyleri), hatun ya da kurultay etkili olmuştur.
Ancak genelde taht kavgaları yaşanmıştır.
İkili Yönetim
İkili yönetimde kağan kutsal kabul edilen doğuda bulunurken batıya da “yabgu” unvanı verilen bir hanedan üyesi gönderilirdi. Yabgu içişlerinde serbest dış işlerinde ise kağana bağlı bir politika izlerdi.
İkili yönetim ülke hanedanın ortak malıdır anlayışının sonucunda ortaya çıkmıştır.
İkili yönetim ilk kez Hunlarda başlar. (sağ elig sol elig) Hunlarda bilge élig Göktürklerde şad doğu bölgelerine gönderilen vali.
Hunlarda tört bulung (dört köşe) anlayışı var.
Boyların bir araya gelmesiyle oluşan devlet tipine boylar federasyonu da denilebilir. Çünkü boylar kağandan çok kendi boy beyine bağlıdır (özerk yapı).
Yarı göçebe yaşam tarzı toprağa bağlı bir ekonominin olmaması, toplum içinde sınıf farklılıklarının oluşmasına engel olmuş; kölelik soyluluk gibi kavramlar ortaya çıkmamıştır.
Hükümdar Unvanları
Hükümdarlığın Sembolleri
Kök-Türk Yazıtlarında:
Kut; siyasi iktidara verilen yönetme ve hükümdarlık güç ve yetkisi
Ülüg veya ülüş; ‘dağıtmak; üleştirmek veya üleşmek kısmet, nasip, pay’, Küç (güç); kavramları ile anlatılmıştır.
Devlet Meclisi
Eski Türk devletlerinde devlet ileri gelenlerinin katılımıyla toplanan toy (kurultay) adında bir meclis bulunmaktadır.
Meclise katılan kişilere “toygun” adı verilmektedir.
Meclise katılmamak devlete başkaldırmak anlamına gelirdi.
Meclisin başkanı kağandır ancak kağan katılmadığında meclise aygucı başkanlık ederdi.
Not: Yabancı devlet temsilcileriyle resmi mahiyet taşıyan görüşmelere Kengeşi denirdi.
Kurultay üyeleri
– Elçi kabul edebilmiş ve göndermiş,
– Kurultaya katılabilmiş,
– Bazılarında devlet yönetebilmiştir.
Kurultay devlet meclisidir. Ancak alınan kararlarda son söz kağana aittir. Bu nedenle danışma meclisi niteliği taşıdığı savunulabilir. Ancak zaman zaman kağanın kararları da kurultayda töreye aykırı olduğu gerekçesiyle reddedilebiliyordu. Bu durum kağanın da kararlarının sorgulanabildiğinin göstergesidir.
Avrupa Hunları; seçkinler Meclisi
Peçenekler; Komenton
Hazarlar; İhtiyarlar Meclisi
Tabgaçlar; Nazırlar Meclisi
Bulgarlar; Millet Meclisi
Asya Hunlarında yılda üç defa toy toplanırdı.
Türklerde Bürokratlar
– Tarkan, Buyruk (bakan, nazır, komutan),
– İnançu, İnanç, İnal, İnak, Ataman, Babacık (Atabeg-şehzade öğretmeni)
– Tudun (vergi toplamadan sorumlu görevli)
– Tutuk-Çor-İlteber (askerî vali)
– Yula, Elçi, Tilmaç (tercüman)
– Agıçı (hazinedar),
– Tamgaçı (Tuğracı, mühürdar)
– Bitikçi (kâtip)
– Yargucı (yargıç)
– Emçi, Otacı (doktor)
Ordu Sü-Börü
Orta Asya Türkleri askerliği bir meslek olarak değil, bir yaşam tarzı olarak benimsemiş askerlik için ayrıca bir ücret ödememiştir.
Türklerde savaş zamanı eli silah tutan herkesin asker kabul edilmesi yabancıların Türkleri ordu-millet olarak nitelendirmesine yol açmıştır.
Türklerde komutanlara verilen isimler:
Nayan
Sübaşı
Tarkan
Sengün
Alpagu
Hukuk
İslamiyet’ten önce Türk toplumunda töre adı verilen yazılı olmayan hukuk kuralları geçerliydi. Töre kuralları ülkede hakan dâhil herkes için bağlayıcı bir özelliğe sahipti.
Töre kuralları sert ve kesindir. Devlete baş kaldırma, adam öldürme gibi suçların cezası ölümdü.
Ancak hapis cezaları on günü geçmezdi.
İlk kez Uygurlarda yazılı hukuk görülür. Çünkü Uygurlar yerleşik hayata geçerek ticarette ileri gitmişlerdir.
Törenin Değişmez Hükümleri
Sosyal Yapı
EKONOMİ
Coğrafi koşullara uygun olarak hayvancılığı temel ekonomik uğraş olarak benimsemişlerdir.
Uygurlardan itibaren şehir kültürü de önem kazanmış ve hayvancılık yerini önemli ölçüde tarıma bırakmıştır. Bu durumun temel nedeni Uygurların din değiştirmiş olmasıdır.
Tarih boyunca İpek Yolu’nun ana güzergâhının değişmediği fakat zaman zaman küçük çaplı değişikliklerin yaşandığı tespit edilmiştir. Bu durumun temel nedeni İpek Yolu’na hâkim olan devletlerin güzergâhı kendi çıkarları doğrultusunda değiştirmiş olmasıdır.
Son yıllarda yapılan araştırmalar Türklerde ilk madeni paranın Türgişler değil Göktürkler döneminde basıldığını ortaya koymuştur. Ancak kendi adına para bastıran ilk Türk hükümdarı Türgiş hükümdarı Baga Tarkan’dır. (yarmak)
Uygur harfleriyle yazılan 32 para belgesinde para birimleri olarak yastuk,yarmak,bakır vun ve çav gibi terimlerin kullanıldığı görülmektedir.
Din
Şamanizm: Türklerin en önemli inanışlarından biridir. Ancak din olmayıp, sihir ve gizli güçlerin ön planda olduğu şaman adı verilen büyücülerin (kam, baksı) kötü ruhları kovduğuna, ölülerle ve ruhlarla irtibat kurduğuna inanılan bir inanç sistemidir.
Gök Tanrı Dini: İslamiyet’ten önce Türklerde en yaygın inanıştı. Ahiret inancının hâkim olduğu bu dinde tek bir yaratıcının varlığına inanılmıştır. Bu yaratıcı gökle özdeşleştirildiği için Gök Tanrı (Gök Tengri) adını almıştır.
Uçmağ
Kurgan
Yuğ
Tamu
Balbal
Balballar Türk heykelciliğinin ilk örnekleridir.
Gök Tanrı dini ile İslamiyet arasında büyük benzerlikler bulunması Türklerin İslamiyet’i benimsemesini kolaylaştırıcı bir etkiye sahiptir.
Türklerde Tanrılar ve Terimler
– Umay – Türlerde kadınları ve çocukları koruduğuna İnanılan Tanrıçadır.
Türkler arasında yayılan diğer dinler; Budizm, Maniheizm, Taoizm, Hristiyanlık ve Musevilik gibi dinlerdir.
Diğerleri
Yazı, Dil, Edebiyat
Eski Türk şairlerinden bazıları;
– Aprin Çor Tegin (ilk şair)
– Çuçu,
– Ki-ki
– Kül Tarkan
Kitabeler
Yenisey Yazıtları
En eski Türk yazıtlarıdır.
Yazıtların çoğu mezar taşlarıdır.
Göktürk harfleriyle yazılmıştır.
Göktürk Kitabeleri (Orhon)
adına dikilmiştir.
Yollug Tigin tarafından yazılmıştır.
Bugut Yazıtı
Göktürklerin ilk kağanı Bumin’in oğlu Mahan Tigin’in (553-572) mezar taşıdır.
Taşın üç tarafı Soğd dilinde yazılmış olup, dördüncü yüzü Sanskrit ve Brahman dillerindedir.
Uygur Yazıtları
Şine-Usu Yazıtı:
Moyen Çor Kağan’a ait olduğu düşünülmektedir.
Karabalgasun Yazıtları
Uygurlara ait olan bu yazıtlarda Maniheizm’den de söz edilmektedir.
Üzerinde Türkçe, Çince ve Soğdca yazılar bulunmaktadır.
Uygurlardaki diğer eserler:
Papam Kara,
BAZI KAVRAMLAR
Basık: İlahî.
Bengü: Hatıra taşı.