İTİLAF DEVLETLERİNİN ATEŞKES TEKLİFİ VE BÜYÜK TAARRUZ ÖNCESİ GELİŞMELER

İtilaf Devletlerinin Ateşkes ve Barış Teklifi (22 Mart 1922)

İtilaf Devletleri 22 Mart 1922’de TBMM Hükûmeti’ne ateşkes önerisinde bulundular. Buna göre;

  •          Türk ve Yunan orduları araç ve gereç bakımından desteklenmeyecek.
  •          Barış görüşmeleri başlayıncaya kadar Türk Yunan orduları İtilaf Devletleri denetiminde bulunacaktı.

  Bu madde egemenlik haklarını kısıtlayıcı bir özelliğe sahiptir.

  •          Trakya sınırı Tekirdağ türklere Babaeski ve Edirne Yunanistan’a verilmek üzere belirlenecektir.
  •          İzmir Türklerde kalacak ancak şehirdeki Rumlar şehrin yönetimine ortak olabilecek.
  •          Boğazların her iki yakasında askersiz bir bölge oluşturulacak.
  •          Sevr’e göre 50.700 kişi olan Osmanlı ordusu 85.000’e çıkarılacak mecburi askerlik olmayacak.
  •          Kapitülasyonlarda çeşitli düzenlemeler yapılacaktır.
  •          Milletler Cemiyeti’nin müdahalesiyle Doğu Anadolu Ermenilere verilecektir.

Görüldüğü gibi ateşkes maddeleri Sevr’in yumuşatılmış şeklinden başka bir şey değildir. TBMM adına dış işleri bakanı Yusuf Kemal (Tengirşek) Bey silah bırakılmasını Anadolu’nun hemen boşaltılması şartıyla kabul edebileceklerini belirtmiştir. İtilaf Devletleri de Türk tarafının teklifine olumsuz yaklaşmışlar bu yüzden ateşkes imzalanmamıştır.

Türk heyeti barış yanlısı olduğunu göstermek için öneriyi hemen reddetmek yerine bu şekilde bir davranış sergilemeyi tercih etmiştir.

Büyük Taarruz Öncesi Yaşanan Gelişmeler

Sakarya Savaşı’nın ardından taarruz hazırlıklarını tüm hızıyla sürdüren TBMM orduyu güçlendirmek amacıyla bazı faaliyetlerde bulunmuştur. Orduyu taarruza hazırlamak için gerçekleştirdiği faaliyetler şunlardır:

  • Savaşın bittiği Doğu ve Güney cephesindeki askeri birlikler büyük bir gizlilik içinde batıya kaydırılmıştır.
  • İstanbul’daki depolardan kaçırılan silahlar İnebolu ve Kastamonu yolu ile Ankara’ya oradan da cepheye gönderilmiştir.
  • Sovyet Rusya’nın Kafkaslar üzerinden gönderdiği silah ve cephane batıya ulaştırılmıştır.
  • Ordunun taarruz eğitimine ağırlık verilmiştir.

Taarruz hazırlıklarının sürdüğü bir dönemde Mustafa Kemal’e muhalif olanlar seslerini yükseltmişler hazırlıkların uzamasını bahane ederek Mustafa Kemal’e karşı sert eleştirilerde bulunmuşlardır. Muhalif milletvekilleri Mustafa Kemal’in başkomutanlık yetkisini de uzatmamak için çaba sarf etmişlerdir. Bu durum üzerine Mustafa Kemal 6 Mayıs 1922’de meclise gelerek etkili bir konuşma yapmış ve konuşmanın da etkisiyle başkomutanlık yetkisi üç aylığına daha sonra da süresiz olarak uzatılmıştır (20 Temmuz).